Beni götürdüğün sözde doktor, kurşunu bir salata maşasıyla çıkarttı. | Open Subtitles | الطبيب المزعوم الذي جلبته لي اخرج الرصاصة بواسطة ملقط سلطة |
Bu meselede sözde bir nişanlının söz hakkı var mı? | Open Subtitles | هل لخطيبها المزعوم أي رأي في هذا الموضوع ؟ |
İbranileri özgür kılacak o sözde kurtarıcı kim? | Open Subtitles | أين يكون هذا الرسول المزعوم الذى سيجعل من العبريين أحراراً ؟ |
Sorabilir miyim, açıldığı iddia edilen bu ateş ile kim kimi vurmuş acaba? | Open Subtitles | ولكن هل لى ان اسأل عن هذا الأطلاق المزعوم فقط من الذى اطلق على من ؟ |
sözüm ona dostum olan birinin aksine ailen zarifçe röportaj yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | وعلى خلاف صديقي المزعوم وافق أبويك بلباقة على مقابلتي |
İbranileri özgür kılacak o sözde kurtarıcı kim? | Open Subtitles | أين يكون هذا الرسول المزعوم الذى سيجعل من اليهود أحراراً ؟ |
İnsanlığın sözde çöküşünü... ..iyi bir tarihçinin tarafsızlığıyla incelemiştir. | Open Subtitles | الذي درس السقوط للجنس البشري المزعوم بالتاريخ الحقيقي الموضوع |
Bir halk olarak kim olduğumuzun hikayesi ve buraya nasıl geldik ve yani sözde özgürlüğümüzün kaynağı nedir ve sözde hürriyetizin. | Open Subtitles | وسيلة فكرية. إنها قصة من نكون كبشر وكيف وصلنا لهذه الدرجة وتعرفون ما هو المصدر المزعوم حريتنا |
Ama o yapmadı. O sözde kanıt zehir satış faturası heybesinde bulundu. | Open Subtitles | لكن لا يُمكن أن يكون فعل، ذلك الدليل المزعوم بفاتورة بيع السم المعثور عليها في حقيبة سرجه |
Shawn Farrell'ın bu sözde uyumluluk testinin tamamlanacağının garantisi yok. | Open Subtitles | ليس هناك ضمان حول إختبار التوافق المزعوم هذا الذى تحدث عنه ، شون فاريل سوف يكون كاملا |
Nazik bir avukat olmasam cezasını çeken bir mahkûmu suçlamak yerine bu sözde tetikçiyi bulmaya çalışsan, daha iyi olur derdim. | Open Subtitles | لو كان محامي اقل لباقه لأقترح جعل محاولاتك افضل ان تكون في ايجاد ذلك الرجل المزعوم |
Şimdi, buradaki sözde alıcıyla ilgili notlarınızın altındaki tasvirlerde... | Open Subtitles | وصفكهنا.. للمشتري المزعوم , هنا .. في أسفل ملاحظاتك |
Ve bu, sözde deniz örümceğinin bacakları yarım metre genişlikte. | Open Subtitles | "وهذا المزعوم بـ "عنكبوت الماء يملك أرجلاً تمتد نصف متر |
Ve bu, sözde deniz örümceğinin bacakları yarım metre genişlikte. | Open Subtitles | "وهذا المزعوم بـ "عنكبوت الماء يملك أرجلاً تمتد نصف متر |
Karının ajanımızın sözde suçuna yönelik herkesin önünde yaptığı suçlamalar bizi çok kaygılandırdı. | Open Subtitles | اتهامات زوجتك الإعلاميه حول تعدي عميلنا المزعوم جعلتنا جميعا مهتمين |
Karşına çıkacak düşmanın sana karşı bir kan davası var ve sözde müttefikin entrikacı bir rakip. | Open Subtitles | العدو الّذي تواجه لديّه عداء شخصي ضدّك. وحليفك المزعوم هو منافس ماكر. |
Kızınıza tuzak kuran bu iddia edilen adamı bulursak elbetteki temyize bunu sunacağız. | Open Subtitles | لو أننا وجدنا أي دليل على هذا الرجل المزعوم الذي غرر بأبنتك وسنكون بالتأكيد مستعدون لتقديم ذلك فى الاستئناف |
Transgenik olduğu iddia edilen kişi tehlikeli olduğu söyleniyor ve hiç bir şekilde ona yaklaşılmaması tavsiye ediliyor. | Open Subtitles | هذا المتحوّر المزعوم يعتبر هارب خطير يجب عدم الإقتراب منه مهما كانت المُلابسات والظروف |
Olduğunu iddia ettiğiniz tecavüz için başka görgü tanığınız var mı? | Open Subtitles | هل يوجد شهود آخرون لهذا الاغتصاب المزعوم |
sözüm ona doktor etrafta gezdirdi beni, kendi oğlunu tanımayan kötü bir anne gibi. | Open Subtitles | هذا الطبيب المزعوم استعرض بي أمام الحي الذي أسكن به وجعل مني كأم معتوهة لا تعرف حتى ابنها |
Yani düzenlenecek ölümün sahte olduğunu bilen biri bunu onu öldürmek için kullandı. | Open Subtitles | اذن هناك من علم بخطة الموت المزعوم وقرراستغلالها و التخلص منه ؟ |
Evsiz bir adam plakayı almış, iddiaya göre arkadaşının kaçırıldığını gördüğü sırada. | Open Subtitles | لقد حصل مُتشرد على رقم لوحة السيارة عندما شاهد واقعة إختطاف صديقه المزعوم |
Bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. | TED | و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت. |