| Senin için tek olduğumu anlaman an meselesi, yavrum. | Open Subtitles | المسألة مسألة وقت قبل أن تدركي بأنني الوحيد هنا لأجلك , حبيبتي |
| Latnok üzerinde hakimiyet kurmalıydı ve inan bana istediğini nasıl elde edeceğini anlaması sadece an meselesi. | Open Subtitles | لكان للاتنوك تحكما كاملا فيك، و صدقني المسألة مسألة وقت فقط قبل أن تكتشف كيف تحصل على ما تريده |
| Bayan Florrick, saygısızlık etmek istemem ama, ...bu konunun bir sorun haline gelmesi sadece bir an meselesi. | Open Subtitles | سيدة فلوريك، مع كل احترامي كانت المسألة مسألة وقت قبل أن تصبح مشكلة عويصة يواجهها زوجكِ |
| Ama numarası çıktığına göre, bu an meselesi olabilir. | Open Subtitles | لكن إذا استلمنا رقمها، فستكون المسألة مسألة وقت فحسب |
| Özgürlüğümün geleceğini biliyordum, sadece an meselesiydi. | TED | عرفت أنني سأنال حريتي، المسألة مسألة وقت فقط. |
| Tesisi kapatmaları, an meselesiydi. | Open Subtitles | المسألة مسألة وقت قبل أن يغلقوا المصنع |
| Lam koleksiyonumda bir kandamlası olması an meselesi artık. | Open Subtitles | المسألة مسألة وقت الآن، قبل أن يصبح" "نقطة دم في مجموعة شرائحي الزجاجيّة |
| Foyasının meydana çıkması an meselesi. | Open Subtitles | المسألة مسألة وقت حتى يتبين ذلك |
| Şu durumda, sadece an meselesi. | Open Subtitles | المسألة مسألة وقت فقط الآن |
| Bulmamız an meselesiydi ama zaman tükeniyordu. | Open Subtitles | المسألة مسألة وقت .ولكن وقتنا كان ينفذ |