Bu insanlar geçmişte öyle olmadığı zamanlarda bile buranın yaşanabilir bir alan olduğu konusunda kararlılardı, | TED | هؤلاء الناس قرروا بعناد ان هذه المساحه قابله للعيش بينما انها لم تكن كذلك |
Arkanda bıraktığı alan anlamlarla dolu | Open Subtitles | المساحه اللتي تركتها سابقا مملوءه بمعاني ومفاهيم هناك |
Böylece, kendinden geçmek için iki katı alan olur. | Open Subtitles | وبهذه الطريقه تكون لدينا ضعف المساحه اللازمه للنط عليها |
Kuşlar ve ağaçların hakim olduğu bu geniş açık alana çıkarsınız. | Open Subtitles | تأتي لهذه المساحه الواسعه المفتوحه مليئه بالعصافير والاشجار. |
İki kişinin bu kadar büyük alana ne ihtiyacı var ki? | Open Subtitles | لماذا يحتاج شخصين لهذه المساحه على اية حال ؟ |
Ama köşelere fazladan iki yastık koyup, tavana kemer yaparak alanı arttırabiliriz. | Open Subtitles | و لكن إذا رفعنا الزاوية بمقادر مخدتين يمكننا أن نصل للسقف و نزيد المساحه |
İkişerli ekiplere ayırabiliriz böylece daha fazla alanı tutabiliriz ama o zaman da az adamla savunmuş olacağız. | Open Subtitles | ولكنها الكثير من الأماكن يمكننا أن ننظم دوريات من إثنين فقط لنغطى المساحه الصغيره الباقيه |
Okyanussal bir çekim yaratılıyor ve birşey boşluğu doldurmalı. | Open Subtitles | يتم ملئ فراغ المحيطات , وتعبئة هذه المساحه. |
Düzenli olarak verilen düşük voltaj diyaframının kasılmasına sebep olup ciğerlerinin çalışmasına engel olmuş olabilir. | Open Subtitles | المواصلة على الطاقة المنخفضه قد يضطر حجابه الحاجز للاستيلاء على المساحه ورِئتيه تتوقف |
İki yönde de koşabildiklerinden... alan darlığı dert değil. | Open Subtitles | يمكنها الركض بالتساوي في كلا الاتجاهات لذلك المساحه الضيقه ليست مشكله |
Tabii bu alan açan uygulamamız, gerçekten de alan açarsa olacak. | Open Subtitles | حسنا، دعونا نرى ما إذا كان برنامج موفر المساحه في الواقع يوفر لنا أي مساحة. |
Özel alan, McElleşme. | Open Subtitles | المساحه الشخصيه يا ماكجى الجماعى |
Oynaşmak için çok alan yok. | Open Subtitles | لايوجد الكثير من المساحه للعب |
Evlat! Şu geniş alana bak. | Open Subtitles | انظروا الى هذه المساحه الكبيرة |
Kişisel alana saygılı ol, dostum. | Open Subtitles | احترم المساحه الشخصيه, يارجل |
Yerel güvenlik 12 kilometrekarelik bir alanı ablukaya almış, araba için arama emri çıkardık. | Open Subtitles | قائد الشرطه المحليه اغلف 5 اميال مربعه من المساحه |
- Bu alanı açmamız gerekiyor. - Kimin yaraları daha ağır? | Open Subtitles | نحتاج ان تكون هذه المساحه مفتوحه من اصاباته أشد خطوره؟ |
Bu, Cate'e ihtiyaç duyduğu duygusal boşluğu verebilir. | Open Subtitles | من الممكن ان يعطي هذا "كايت" المساحه العاطفيه التي تحتاجها "رايان" |
..ihtiyacım olan boşluğu almam zor oldu. | Open Subtitles | للحصول على المساحه التي أحتاجها بعيداً عن أهلي (لورين) و (تود) يتدخلون جدا في حياتي |
Düzenli olarak verilen düşük voltaj diyaframının kasılmasına sebep olup ciğerlerinin çalışmasına engel olmuş olabilir. | Open Subtitles | المواصلة على الطاقة المنخفضه قد يضطر حجابه الحاجز للاستيلاء على المساحه ورِئتيه تتوقف |