Gördüğün gibi, göçmenlerden veya vajinası olanlardan korkmadığıma göre hedef dinleyicileri ben değilim. | Open Subtitles | بما أني لا أخاف من أي شـيء لذا أنا لسـت من جمهورهم المستهدف |
Bizim hedef kitlemiz, sadece terörizmi sahneye koyanlar değil, daha önce de dediğim gibi, teröristlerdir. | TED | جمهورنا المستهدف لايقتصر فقط على منتجي الإرهاب، الإرهابين، كما قلت. |
Evet, tam olarak hedef kitlemde değilsin. | Open Subtitles | حَسناً، نعم، أنت لَسْتَ بالضبط جمهوري المستهدف. |
hedef kitlemiz karın değil, oradaki orospu çocuğu. | Open Subtitles | زوجتك ليست من مصوتينا المستهدفين ذلك الوغد هو المستهدف |
Görevlileri, görev şemasını ve hedefin korumasındaki hassas noktaları çoktan gözden geçirmiş ve ayarlamıştır. | Open Subtitles | لقد حلل شخصيه المستهدف وعرف تفاصيل الامن حوله |
hedef bölgeden bir şey alırsın, ve onu alıcı yerleştirilmiş kopyasıyla değiştirirsin. | Open Subtitles | تأخذ شيء من الموقع المستهدف و تغيره بنسخة مزيفة |
hedef binanın özel düzenlemelerini kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد قمت بمراجعة التجهيزات في المبنى المستهدف |
Kendisi, iz bırakmamak için hedef bölgeden bulduğu maddeleri kullanmayı sever. | Open Subtitles | أترين ،إنهُ يحب إستخدام مواد من الموقِع المستهدف لتغطية آثارِه |
Başkanlık emri 12333'e göre hedef kişi Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı olumsuz bir tutum sergilemedikçe suikast yasaklanmıştır. | Open Subtitles | النّظام الإداري رقم 12333 يمنع القتل، إلاّ إذا كان المستهدف متورّطاً مع الولايات المتحدة |
Diğer evin asıl hedef olduğunu kanıtladınız mı? | Open Subtitles | إذاً, فقد أثبتوا أن المنزل الآخر هو المستهدف فعلاً؟ |
Sevişen herkes benim hedef kitlemdir. | Open Subtitles | اي شخص يقيم علاقات غراميه هو من جمهوري المستهدف |
Ve hedef aslında Ashley'nin komşusu Colin değildi birlikte olduğu Jake'ti. | Open Subtitles | صحيح,و لم يكن كولين جار آشلي هو المستهدف بل جايك الفتى الذي كان معه |
Ayrıca bir kullan at telefon bulduk görünüşe göre sıradaki hedef senmişsin. | Open Subtitles | أيضاً, لقد وجدنا هاتفيهما المسبقي الدفع ويبدو أنك كنت المستهدف التالي |
Kanalımızın hedef seyirci kitlesi 18-24'tür. | Open Subtitles | جمهور قناتنا المستهدف هم من عمر ال18 حتى ال24 |
Bakın, Ariel'ı kim kaçırdıysa sıradaki hedef o. | Open Subtitles | أنظر،أيا من كان من أخذ آرييل هو المستهدف الآن. |
ABD her zaman propagandacıların düşman bir savaşçı olmadığını savunup onların hedef gösterilerek öldürülmemesi konusunda bir ayrıcalık tanımıştır. | Open Subtitles | الولايات المتحدة قد عقدت دائما أن الدعاية ليست مقاتل وبالتالي فهي في مأمن من القتل المستهدف. |
hedef bölgenin içinde ve çevresinde 5 ceset bulundu. | Open Subtitles | خمسة جثث تم أكتشافها حول الموقع المستهدف |
Yani ikinizden biri hedef alınacak olsaydı... sana yönelmiş olurduk. | Open Subtitles | لذلك إن كان أحدكما هو المستهدف فنحن نميل إلى الاعتقاد أنه أنت |
Şüphesiz hedef lise ikinci sınıf öğrencisi değildi. | Open Subtitles | من المرجح أنه، لا طالبة السنة الثانية في المدرسة الثانوية، كان المستهدف المقصود |
hedefin, işin içinde olduğuna emin oldum sadece. Hayatındaki detayları bilmiyordum. | Open Subtitles | تأكدت فقط أن المستهدف متورط لم املك معلومات عن حياتهم |
Şu anda hedefin, eşi değil belediye başkanı Kane olduğuna dair şüphelerimiz var ama söylemek için çok erken. | Open Subtitles | وبالنسبة للهدف لديها كل سبب لنعتقد بأنه كان العمدة المستهدف وليس زوجته |
O kurşunların gerçek hedefinin... şu iki kişi değil de, ben olduğunu bildiğimden... bu konuda konuşmak benim için çok zor. | Open Subtitles | الأمر ليس سهلاً علي، يا رفاق، بما أنني أعرف أني كنت المستهدف من عملية القتل، وليس هما. |