Sonra katılımcılar, varsayımsal biri hakkında bir hikaye okudu ve kişiliğini değerlendirmeleri istendi. | TED | ولاحقا، قام المشاركون بقراءة قصة حول شخص مفترض، وطُلب منهم أن يقيموا شخصيته. |
katılımcılar bir seçim yapıyorlar ama ben onlara tam tersini veriyorum. | TED | يختار المشاركون اختيارًا، ولكنني أعطيهم الاختيار الآخر في النهاية. |
katılımcılar ekranda bir çok sırayla devam eden yüzler gördü. | TED | شاهد المشاركون عدة أوجه على الشاشة، الواحد تلو الآخر. |
Kendini zengin hisseden katılımcılar, kendini fakir hisseden katılımcılardan iki kat daha fazla şeker aldı. | TED | المشاركون الذين شعروا بأنهم أغنياء أخذوا حلوى أكثر بمرتين من المشاركين الذين شعروا بالفقر. |
İşte burada matematik yeteneği Katılımcıların doğru cevap vermesinin en iyi ölçeği değildi. | TED | هنا، لم تكن المهارات الحسابية أفضل متنبّئ أيُّ المشاركون أجاب بشكل صائب. |
Gerçekte, katılımcılar arkadaş sohbetine tanık oldular aslında bizim araştırma takımımızın parçası olan birisi sözde akademik gözetimdeydi. | TED | في الواقع، شاهد المشاركون قيام زميل بالغش، وهو شخص مشترك في فريقنا البحثي، ويزعم أنه في فترة فحص أكاديمي. |
Bir yıl boyunca katılımcılar ortalama iki buçuk kilo kaybediyor. | TED | ولمدّة عام كامل، خسر المشاركون ما يعادل خمسة باوندات. |
Güçlü matematik yeteneğine sahip katılımcılar birinci soruyu doğru olarak cevaplamaya çok daha yatkındı. | TED | المشاركون بمهارات حسابية عالية كانوا الأقدر على الإجابة بشكل صحيح على السؤال الأول. |
Siyasi görüşleri, verilerin doğru yorumlanmasıyla hizalanmış katılımcılar, soruyu doğru olarak yanıtlamaya çok daha yatkındı. | TED | المشاركون الذين تتوافق معتقداتهم السياسية مع التفسير الصحيح للبيانات كانوا أكثر عرضة للإجابة على المشكلة بشكل صحيح. |
katılımcılar bunları birbirleri için yaratıyorlar. | TED | إنها قيمة يصنعها المشاركون لبعضهم البعض. |
Esselamu Aleykum sevgili katılımcılar. | Open Subtitles | السلام عليكم، أعزائي المشاركون بالمهرجان. |
Orada klasik müziğe ayarlı dans eden ışıklardan oluşan bir çatı altında, katılımcılar bütün etrafı saran çıldırmış ritimden ve kaostan kaçabiliyor. | TED | هنا، تحت مظلة الأضواء الراقصة المُعَدَّة للموسيقى الكلاسيكية، قد يهرب المشاركون من ضربات الموسيقى الجنونية والفوضى التي تحيط بالمكان. |
Deneme aşamasında, katılımcılar neşeli, güzel ve huzurlu yolları en kısa yola nazaran daha eğlenceli buldular. ve sadece seyahatlerine birkaç dakika eklediler. | TED | في الاختبار، وجد المشاركون الطريق السعيد والجميل والهادئ أكثر متعة من الطريق الأقصر، وذلك فقط عن طريق إضافة بضع دقائق لمدة السفر. |
katılımcılar bunu yaptıktan sonra daha yakın hissetmişler ve birçok müteakip çalışma da Aron'un hızlı arkadaşlık kurallarını yabancılar arasında hızlıca güven ve samimiyet yaratma yolu olarak kullandı. | TED | فلقد شعر المشاركون بقربهم من بعضهم البعض بعد تجربة هذا، واستعملت العديد من الدراسات اللاحقة بروتوكول آرون كوسيلة لخلق نوع من الثقة والحميمية بين الغرباء. |
katılımcılar bundan habersizdi. | TED | ولم يعرف المشاركون حتى بهذا الموضوع |
Peki ya Güney Koreli katılımcılar? | Open Subtitles | ماذا عن المشاركون من كوريا الجنوبية؟ |
O oyunda da, katılımcılar deri bir topa vurmak için sopa kullanırlarmış. | Open Subtitles | "إلى اللعبة الرومانية لمدينة "باغانيكا حيث المشاركون استعملوا عصا ملتوية لضرب كرة محشوة بالجلد |
Bir: Bütün Katılımcıların yaşları toplamı 83'ün altında mı? | Open Subtitles | هل العمر الكلي لكل المشاركون تحت الـ 83؟ |