Tüm katılımcılar ritüele uygun bir biçimde giyinmiş olarak... koridorda hazır bulunacaklardır. | Open Subtitles | جميع المشاركين وسوف يرتدي بشكل مناسب، وسوف تقع على الأرض مثل الحيوانات. |
Ve bu süre boyunca tereddütlü kalan katılımcılar oldu. | TED | وظّل عدد من المشاركين غير متأكدين طوال الوقت. |
Pek çok katılımcı KİS'lerin bulunduğuna inanmakla kalmadı, hâlihazırda inandıkları fikirle ilgili de daha fazla güven sahibi oldular. | TED | رغم ذلك، لم يظل المشاركين على اعتقادهم بوجود أسلحة دمار شامل فحسب، بل أصبحوا مقتنعين أكثر بوجهة نظرهم الأصلية. |
katılımcılara bu şeker kavanozlarının, yandaki gelişim laboratuvarına katılan çocuklar için ayrıldığını özellikle belirttik. | TED | أخبرنا المشاركين بشكل صريح علبة الحلويات هذه مخصصة للأطفال المشاركين في مختبر التنمية القريب. |
Şu anda katılımcıların kaç tane kraker yediğini takip ediyoruz. | TED | نحن فقط نتابع كم قطعة سيأكل المشاركين هذه الكعك المملح. |
Mimlenmemiş beyaz katılımcıları göstererek bu kovuşturmanın ikiyüzlü olduğunu göster. | Open Subtitles | اظهروا نفاق الادعاء العام بتسميه المشاركين البيض الذين لم يختاروا |
diye düşünürüz. Bunu anlamak için, katılımcılardan, bir beyin görüntüleme aracında yalan söylemelerini istedim. | TED | من أجل استبيان ذلك، طلبت من المشاركين في التجربة أن يستلقوا داخل ماسح مصور للدماغ. |
Kendini zengin hisseden katılımcılar, kendini fakir hisseden katılımcılardan iki kat daha fazla şeker aldı. | TED | المشاركون الذين شعروا بأنهم أغنياء أخذوا حلوى أكثر بمرتين من المشاركين الذين شعروا بالفقر. |
Neden orada olduklarını bilmeyen katılımcılar | TED | هناك المشاركين الذين لايملكون فكرة عن سبب تواجدهم هناك |
katılımcılar aynı zamanda mekanlarla bağ kurmayı sevdiler. | TED | أحب المشاركين أيضًا إرفاق ذكريات للأماكن. |
katılımcı doktorlar, umumi websitelerinde gönüllü olarak açıklama yazıyor. Sadece hangi tıp fakültesine gittiğini ve uzmanlık alanını değil, ilgi ve uyuşmazlıklarını da anlatıyorlar. | TED | تكشف الأطباء المشاركين تطوعًا في مواقع الإنترنت العامة ليست فقط معلومات عن أين درسنا الطب وما هو تخصصنا الطبي، بل أيضًا عن تضارب مصالحنا. |
Bunun arkasındaki fikir, bu uygulamanın geleneksel uygulamaların ulaşamadığı katılımcı hislerine dair faydalı bilgiler ortaya çıkarabileceğidir. | TED | تكمن الفكرة بأن هذا قادر على كشف معلومات نافعة فيما يخص مشاعر المشاركين قد لا تستطيع الأسئلة العادية الوصول لها. |
Çünkü katılımcı sayısı üstel oranda artıyor. | TED | وذلك لأن عدد المشاركين يتوسع بشكل هائل. |
Tuhaftır ki katılımcılara odaya girmeden önce ayakkabılarını çıkartmaları söylenene kadar ani bir değişime rastlanmamış. | TED | ومن الغريب تماماً، لم يسجل أي تغيير مباشر لغاية الطلب من المشاركين نزع أحذيتهم قبل دخولهم القاعة. |
Araştırmacılar katılımcılara müzik dinletince, havai fişekler gördüler. | TED | لكن عندما طلب الباحثون من المشاركين الاستماع للموسيقى شاهدوا ألعابًا نارية |
Şimdi, oyunun esas amacı diğer katılımcılara testis veya aletini fark ettirmeden göstermektir. | Open Subtitles | نعم أنا جاد والآن ,الهدف الأساسى من اللعبة هو أن تجعل المشاركين الآخرين ينظروا إلى قضيبك أو خصيتك فجأة |
Bulduğumuz bir diğer şey katılımcıların sevmeye yönlendirildikleri alternatifi daha sonra tercih etmeleriydi. | TED | وما اكتشفناه أيضًا هو أن المشاركين كثيرًا ما يفضلون عكس الاختيار، الذي جعلتهم يعتقدون أنهم اختاروه. |
Taşıma ve katılımcıların toplanması ve toplanma yeri için izinler almak için harcadığım saatlerin sayısı. | TED | هذا عدد الساعات التي قضيتها في التخطيط والتنفيذ، من الحصول على التصاريح إلى جمع المشاركين وإيجاد أماكن. |
Elbette, gerçekte bu sonuçların hiçbiri başarıya ulaşmazdı biz de daha sonrasında tüm katılımcıları bilgilendirdik. | TED | وبالطبع، في الواقع، لم تكن أي من هذه العواقب لتقع، وقد استجوبنا جميع المشاركين بعد ذلك. |
Çalışmalar çoğu zaman katılımcıları coğrafya, yaş, cinsiyet veya diğer birçok faktöre bağlı olarak sınırlamaktadır. | TED | غالباً تحدد الدراسات المشاركين بناءً على الموقع الجغرافي أو العمر أو الجنس، أو على عوامل أخرى. |
Yoksulluğu Tarih Yap kampanyasına dahil olan insanların kısa süreli heyecanı bir şekilde uzun süreli bir tutkuya dönüştürmemiz gerekiyordu. | TED | نريد بطريقة ما أن نحول هذا الحماس قصير المدى. بين المشاركين في حملة جعل الفقر من الماضي إلى شغف طويل المدى. |
Ama benim en sevdiğim istatistik şuydu, 250 katılımcıdan 100'ü anahtarlarını geri istemedi. | TED | لكن افضل احصائية بالنسبة لي هي ان 100 من ال 250 شخصا المشاركين لم يريدوا استرجاع مفاتيحهم. |
Beş numaralı istasyon, ya da diğer adıyla "İnci" katılımcıların aktivitelerinin izlendiği Dharma Girişim'in projelerinin gözlemlenip kaydedildiği bir istasyondur. | Open Subtitles | المحطة خمسة , او بيلر ,هى محطة مراقبة حيث تتواجد نشاطات المشاركين |