Bir kirlilik görevlisi saha denetimi için geldi ve sonrasında şirket başından beri kullanıyor olması gereken bir hava filtreleme sistemini işleme koydu. | TED | فذهب ضابط مسؤول عن التلوث إلى مكان التفتيش، وبعد ذلك، قامت الشركة بوضع نظام تنقية الهواء الذي كان من المفترض أنه يستعمل دائمًا. |
Bir yıldır ölü olması gereken bir askerin, 4400 yeteneği kullanarak bugün Seattle'da nasıl cinayet işlediğini merek ediyorum doğrusu. | Open Subtitles | أتسائل كيف لعريف في الجيش ومن المفترض أنه مات منذ سنة أن يستخدم قدرة الـ 4400 ليقتل الناس نهاراً في سياتل |
O şey ölmüş olmalıydı. 2 gram kadar kattım. | Open Subtitles | من المفترض أنه مات ، لقد وضعت فيها ما يقارب الغرامين |
Tanık Koruma'da olmalıydı. | Open Subtitles | كان من المفترض أنه في برنامج حماية الشهود |
Tarık'ı tanıyan var mı? Burada olması gerekiyordu. | Open Subtitles | المفترض أنه يصلح هذه السيارة هنا |
Şu an burada olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أنه موجود هنا الآن |
Orada olmaması gerekiyordu, çünkü tüm çocuklar gibi o da oraya gizlice girmişti. | Open Subtitles | ولم يكن من المفترض أنه هناك، صحيح بسبب أنه تسلل من المنزل وهذا ما يفعله الأطفال عادةً |
Hapiste olması gereken bir çete üyesi. | Open Subtitles | عضو عصابة من المفترض أنه في السجن. |
Pluto Cafe ya da Planet olması gereken başka aptalca bir şey değil. | Open Subtitles | وليس " بلوتو كافيه " أو أياَ يدعى ذلك الغبي المفترض أنه " ذا بلانت " |
Ölü olması gereken bir adam için güzel daire. | Open Subtitles | شقة لطيفة للرجل من المفترض أنه ميتاً |
olması gereken de bu... | Open Subtitles | من المفترض أنه كذلك |
- olması gereken şey bir sandviçti. | Open Subtitles | - "من المفترض أنه "ساندويش - |
Kolay olmasını bırak, kesinlikle geri getirilememiş olmalıydı. | Open Subtitles | من المفترض أنه لا يمكن أسترجاعُها أبداً |
Zehre karşı bağışıklığı olmalıydı. | Open Subtitles | من المفترض أنه كان منيعاً ضد السم |
Elinize geçmiş olmalıydı. | Open Subtitles | من المفترض أنه وصل إليكِ الآن |
Serumu hazırlamış olması gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض أنه يعمل على تجهيز المصل. |
Buranın güneşli bir yer olması gerekiyordu. | Open Subtitles | أذلك المفترض أنه مكاناً مُشمسـاً؟ إنــه بقعـة ملعـونة! |
Sürpriz olması gerekiyordu. Kirk biliyor muydu? | Open Subtitles | "من المفترض أنه مفاجأة" إذن هل عرف بذلك؟ |
olmaması gerekiyordu. Kimyasal Silahlar Mukavelesine göre 2007'de imha etmiş olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | لا يفترض ذلك من المفترض أنه دُمر عام 2007 |
Şimdi göstereceğim şeyin var olmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | ما سأعرضه عليكم الآن من المفترض أنه لا وجود له. |