UNICEF'teki işimin en sevdiğim yanı dünyanın her yerinden gençlerle konuşma, tanışma ve onları dinleme imkanına sahip olmam. | TED | الجانب المفضل من وظيفتي في اليونيسف هو فرصة الحديث والاستماع ومقابلة هؤلاء الشباب من كل أنحاء العالم. |
en sevdiğim lastik ayakkabıları arabanın üzerinde unuttuğumu fark ettim. | Open Subtitles | وادركت حينها اني قد اسقطت زوج احذيتي الرياضية المفضل من سقف السيارة |
Henry'nin en sevdiği yemek olan hindi güveç pişiriyorum. | Open Subtitles | اجل انا أجهز طبق هنري المفضل من الديك الرومي |
Ben Chicago'danım. Tam benim şehrim. Hayatımdaki en güzel seksi orada yaptım. | Open Subtitles | نوعي المفضل من المدن, دائما أحصل فيها على أفضل جنس في حياتي |
Filmin en sevdiğin bölümü: Bizim çıkıyor olmamızdı. | Open Subtitles | جزئي المفضل من الفلم هو لما تبادلنا القبل |
Sana göre bir yerse, bana göre de bir yerdir. | Open Subtitles | حسناً, اذا كان نوعك المفضل من الأماكن فهو نوعي أيضاً |
en sevdiğim aşk türü bu. İnsanın karısına duyduğu sonsuz aşk. | Open Subtitles | هذه هو نوعي المفضل من الحب حب الرجل المفرط لزوجته |
Yılın bu zamanı benim en sevdiğim zaman havai fişekler ve eğlenceler. | Open Subtitles | هذا وقتي المفضل من السنة ألعاب نارية وأعياد |
Hikayemin en sevdiğim tarafına geldik: | Open Subtitles | هنا وصلنا لما ظننت انه سيكون جزئى المفضل من المسلسلة |
Sanırım seçmek zorunda kalsam, en sevdiğim seks, barışma seksi derdim. | Open Subtitles | حسنا اعتقد إذا كنت سأختار نوعي المفضل من الجنس هو الجنس التجميلي |
Kitabın en sevdiğim bölümü, kasabanın yerleşiminin bir ucundan diğerine yolculuk eden bir arının gözünden betimlenmesi. | Open Subtitles | جزئي المفضل من الكتاب هو كيف أن تصميم المدينه يصف وجهة نظر سفر النحل من جهة إلى جهة أخرى من المدينه |
Karımın en sevdiği parmaktı o! Lütfen geri getirin onu! | Open Subtitles | هو اصبع زوجتي المفضل من فضلك أعده الى الآن |
Biraz mum yakarsın, en sevdiği dondurmadan verirsin. | Open Subtitles | اشعل بعض الشموع ، أحضر لها نوعها المفضل من المثلجات |
Bu onun en sevdiği film. | Open Subtitles | و كان هذا فلمها المفضل من أفلامه. |
Videonun en güzel kısmında ise adam taşaklarını sokup çıkartıp "Boo-yah! | Open Subtitles | الجزء المفضل من المقطع يخرجهما ويقول "بو يا"! |
Bu, günümün en güzel kısmı. | Open Subtitles | هذا جزىء المفضل من اليوم |
Sonra eve gidip, en sevdiğin Hawaii tişörtünü giyecek arkana yaslanıp, romdan yaptığın o çok sevdiğin, portakal dilimli ve kirazlı zımbırtı karışımını içindeki minik şemsiye ile karıştıracak bir yandan da Texas'ın, Oklahoma'nın kıçında yeni bir delik açtığını izleyeceksin. | Open Subtitles | و من ثم ستعود إلى المنزل و ترتدي قميصك المفضل من هاواي و ستجلس هناك بعد أن تفتح مظلتك بعد أن تحضر مزيجك المفضل الذي تحب و بعد أن تضع فيه الكثير من الـ شيري و ستشاهد أولئك التكساس يمزقون أوكلاهوما |
Sonra eve gidip, en sevdiğin Hawaii tişörtünü giyecek arkana yaslanıp, romdan yaptığın o çok sevdiğin, portakal dilimli ve kirazlı zımbırtı karışımını içindeki minik şemsiye ile karıştıracak bir yandan da Texas'ın, Oklahoma'nın kıçında yeni bir delik açtığını izleyeceksin. | Open Subtitles | و من ثم ستعود إلى المنزل و ترتدي قميصك المفضل من هاواي و ستجلس هناك بعد أن تفتح مظلتك بعد أن تحضر مزيجك المفضل الذي تحب و بعد أن تضع فيه الكثير من الـ شيري و ستشاهد أولئك التكساس يمزقون أوكلاهوما |
Tam ona göre bir yatırım. | Open Subtitles | . هذا هو نوعه المفضل من الإستثمار |
Biliyor musun Babs sen tam aradığım kadınsın. | Open Subtitles | لا أدرى إن كنت تعرفين يا بابس ! لكنك طرازى المفضل من النساء |
Pek senin tipin gibi gelmedi. | Open Subtitles | أظن أنها ليست نوعك المفضل من الفتيات. |