arka koltukta bir ayak izi bulduk. Speck'inkinden birbuçuk kat daha büyük. | Open Subtitles | التقط أثر قدم في المقعد الخلفيّ الحجم و نصف أكبر من البقعة. |
Ayrıca, arabayı nehirden çıkarttıklarında fıtığı azmış şekilde arka koltukta sıkışıp kalmış olması? | Open Subtitles | ومن ثمّ هي في المقعد الخلفيّ بإنزلاق غضروفي عندما سحبوا سيارته من النهر |
Sanırım, adamımız arka koltukta bekliyordu ve araba hareket edince ortaya çıktı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ رجلنا كان ينتظره له في المقعد الخلفيّ قفز عليه بمجرّد أنّ كانت السّيّارة تتحرّك |
Onu arka koltuğa oturtmuşlar, anlamını biliyorsundur. | Open Subtitles | وضعوه في المقعد الخلفيّ, إذا عرفت ما أعنيه . |
- Ne için? - Hadi arka koltuğa geçelim. | Open Subtitles | ـ لنذهب ونفعلها في المقعد الخلفيّ |
benziklikteki kamera görüntüleri bulanık, ama arka koltukta kucağında çocuk oturan kadına benzeyen bir şey görüyorum. | Open Subtitles | اللقطات من محطّةِ الوقودِ كانتْ مبلورة، لكنّي وجدتُ شيئًا يشبه امرأة في المقعد الخلفيّ ومعها طفل في حضنها، |
arka koltukta... | Open Subtitles | المقعد الخلفيّ |