Üzgünüm geciktim, ama Macau'dan gönderdiğin sinyal ofise yeni ulaştı. | Open Subtitles | آسف أَنا متأخراً، جيمس، لكن إشارتَكَ مِنْ ماكو فقط وَصلَت المكتبَ. |
Robert, ofise dön ve her şeyi oradan takip et. | Open Subtitles | روبرت، يَعُودُ إلى المكتبَ وكُلّ شيء مراقبِ مِنْ هناك. |
Bugün ofise gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | لذا أنا يَجِبُ أَنْ أَدْخلَ المكتبَ اليوم. |
Ofis fena değilmiş. | Open Subtitles | حَسناً، يَبْدو المكتبَ لطيفاً بما فيه الكفاية. |
ofisi arayayım da otopsi için bir odayı hazırlasınlar. | Open Subtitles | أنا سَأَدْعو المكتبَ وأَحْصلُ على تشريحِ جثة الغرفة إستعدّتْ للبقايا. |
ofise gitmek istiyor musun? | Open Subtitles | تُريدُ الذِهاب إلى المكتبَ الآن؟ |
Evet, hadi sen ofise girsene. | Open Subtitles | نعم، لماذا تَدْخلَ المكتبَ الآن؟ |
Bugün ofise arkadaşlarından biri uğradı. | Open Subtitles | صديق لك هَبطتَ بمقدار المكتبَ اليوم. |
Harold, ofise gir. | Open Subtitles | هارولد، يَدْخلُ المكتبَ. |
ofise erken uğradım. | Open Subtitles | مَررتُ المكتبَ في وقت سابق |
Patlamanın Ofis sınırları içerisinde gerçekleştiğini bildirmekten mutluyum. | Open Subtitles | أَنا سعيدُ للإبْلاغ عن الضررَ إنحصرَ في جناحِ المكتبَ حيث المتفجر حَدثَ. |
Ofis tam arka tarafta ama. | Open Subtitles | المكتبَ متواجدٌ تماماً في الخلفِ |
Son olarak da Ofis yakınlarındaki ile. | Open Subtitles | ويَعُودُ إلى المكتبَ أخيراً. |
O da gelip ofisi görmemi istedi. | Open Subtitles | وهو قالَ بأنّنا يَجِبُ أَنْ نزورهَ ونرى المكتبَ |
Endişelenip ofisi aradım. | Open Subtitles | قلقت، و كلمت المكتبَ. |
Tom, o ofisi çok beğenmişti ve orada öldü. | Open Subtitles | لقد رغب (توم) بذلكـ المكتبَ بشدةٍ ومن ثُمَّ قد قُتِلَ فيه |