Yani ilaçların bir suçu yok. suçlu enfeksiyon. | Open Subtitles | هذا يعني أن الأدوية ليت الملام إنه العدوي |
Bazı insanlar bunu duyunca... benim suçlu olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | بعض الناس يسمعون الخبر, و.. ويعتقدون انني الملام |
Mantıklı bir erkek gibi hissettiğim için Suç benim, öyle mi? | Open Subtitles | لأني اشعر بالطريقة التي اي رجل منطقي سيشعر بها ، انا الملام لهذا صحيح ؟ |
Benimle olmayı kendi seçti. Kendi yolunu seçti ve yolu benim yanımda olmaktı. Suç bende değil. | Open Subtitles | اختار مرافقتي، اختار طريقه وهو معي، لست الملام |
Bundan eminim. Eğer işler kötü gittiyse, bu senin suçun, Brad. | Open Subtitles | اذا كانت الأمور قد سائت .انت الملام على ذلك, براد |
Olan herşey için suçlanacak kişi benim. Herşey için. | Open Subtitles | أنا الملام على كل الأمر على كل شيء |
Benim suçum. Gelmekte ısrar ettim. Endişelenmiştim. | Open Subtitles | انا الملام, لقد اصررت على المجئ لقد كنت قلقا |
O kadar kötü biri değil. Öyle biri olmak elinde değil. Her şeyin suçlusu benim. | Open Subtitles | إنّه ليس سيء لهذه الدرجة، لمْ يستطع مَنع نفسه من أن يكون على شخصيته، وإنّي الملام. |
Suçlanması gereken Charles. | Open Subtitles | تشارلز كان الملام |
- Benim için çalışıyorsun, suçlu ben oluyorum. | Open Subtitles | لماذا قام بتوبيخك ؟ أنت تعمل لديّ، لذا أنا الملام هنا .. |
Mesela Silahsız zencileri öldürelim ki zengin çocuklar daha fazla lüx dükkan yağmalasın ama suçlu zencilerin fakir çocukları olsun ? | Open Subtitles | كاطلاق النار على السود العزل ليتمكن الاطفال الاثرياء من نهب المتاجر و ترك الاطفال الفقراء ليتحملون الملام |
Sen ve ben, problemin nerede başladığı kim kime ne yaptı, ya da kim daha suçlu konusunda sonsuza kadar bir ileri bir geri gidebiliriz. | Open Subtitles | ...أنت و أنا, يمكننا التناور ذهاباً و إياباً إلى الأبد بشأن ...أين بدأت مشاكلنا من فعل ماذا بمن و من الملام أكثر |
Benimle olmayı kendi seçti. Kendi yolunu seçti ve yolu benim yanımda olmaktı. Suç bende değil. | Open Subtitles | اختار مرافقتي، اختار طريقه وهو معي، لست الملام |
Tipin kızların ilgisini çekmiyorsa Suç bizim mi? | Open Subtitles | من الملام اذا كان مظهرك يبعد الفتيات؟ |
Hey, koltuğa üzüm suyu döktüm ve suçu sana attım. Görüşürüz. | Open Subtitles | لقد سكبت عصير العنب على الأريكة وستكون أنت الملام نوعاً ما، لاحقاً |
Anladım, planın en başından beri suçu Louis'e atmaktı. | Open Subtitles | لقد فهمت الأمر هذي كانت خطتك من البداية لجعل لويس الملام طيلة تلك المدة |
Peki. Onun hala lazımlık eğitimi alıyor olması senin suçun değil. | Open Subtitles | حسناً، أنت الملام كونه لا يزال على نونية التدريب |
Bunu sana yaptı ama senin suçun yok. | Open Subtitles | لقد فعله معك، ولكنت لست الملام. |
Olan herşey için suçlanacak kişi benim. Herşey için. | Open Subtitles | أنا الملام على كل الأمر على كل شيء |
Fakat hepsi benim suçum. Seni hayal kırıklığına uğratacak bir çok şey yaptım. | Open Subtitles | لكنني أنا سأكون الملام على كل شيء |
"Acaba suçlusu ben miyim" diye düşünürsünüz çünkü ailenizde şiddet varsa sessiz kalmak öyle kolaydır ki. | Open Subtitles | يتساءل إن كان هو الملام لأنه من السهل جداً أن يلتزم الصمت... حين يكون هناك عنف في الأسرة |
- Sen bir suçlusun. - Aslında, bu Hera'nın planıydı. | Open Subtitles | إنك الوحيد الملام (في الواقع، قد كانت خطة (هيرا |