Enrique'nin duvarında öyle bir poster olması sence garip değil miydi? | Open Subtitles | اتعتقد انه من الغريب ان يضع انريكي ذلك الملصق على جداره |
Şimdi bu oyunun işlemesi için bu etiketi tüm gün boyunca taşımanı istiyorum. | Open Subtitles | الآن , ستبدأ اللعبة أريد أن ترتدي هذا الملصق طوال اليوم ولا تخلعينه |
Amerikan Fizik Birliğinin şöyle güzel bir posteri vardı; her renkten öğrencileri fizikçi olmaya teşvik eden bir poster. | TED | وضعت الجمعية الفيزيائية الأمريكية هذا الملصق الجميل لتشجيع الطلاب من الأعراق الأخرى ليصبحوا علماء فيزياء. |
Çöpün nereden geldiğini bilemesem de Etiket sayesinde bir ürünün nerede üretildiğini görebiliyorum. | TED | رغم أنني لا أعلم أبدا متى تم رمي المنتوج. يمكنني أن أعلم متى تم إنتاج المنتوج من خلال الملصق عليه. |
Yüzün postere dönüşmüş. Yer kalmamış. | Open Subtitles | وجهك أصبح كـ الملصق ولا مكان فيه لـ الأمنيات |
O senin gizli sosun. etikete seve seve senin resmini koyarım. | Open Subtitles | انه الصوص السري الخاص بك أنا سعيد لوضع صورتك على الملصق |
Hayatımda yaptığım tek rock konseri afişi. | Open Subtitles | انه الملصق الوحيد الذي قمت بعمله لحفلات الروك. |
Onu ilk 19 yaşındayken gördüm ve anında çıkıp bir posterini aldım, o poster hala duruyor. 30 yıl geçti, evimde asılı. | TED | رأيتها لأول مره عندما كنت في التاسعة عشر وقمت بالخروج مباشرة وشراء ملصق لها ومازلت في الحقيقة أحتفظ بذاك الملصق. |
Şimdi, yeni Moe-lenyum'da poster çocuğunu görelim. | Open Subtitles | الآن ، دعونا نرى فتى الملصق للألفية الجديدة |
Ama önce üzerindeki bu küçük etiketi bulmak | TED | لكن اليوم، علينا البحث على الملصق الصغير. |
Onuncu seferinde ise, bu sizi daha az sinirlendirdi ve doğruca etiketi kazımaya koyuldunuz. | TED | لكن في المرة العاشرة بدأ غضبكم يخمد وبدأتم تزيلون الملصق. |
Sonra posteri sabitleyeceksin, şu şekilde posteri düzleştirip kırışıkları düzeltmek için. | Open Subtitles | ثم تؤكد على الملصق هكذا لتسطيح الملصق و تثبيته |
Kasabada dolaşıyorduk ve bu posteri bulduk. | Open Subtitles | لقد كنا في البلدة عندما وجدنا هذا الملصق |
Bu küçük turuncu Etiket, bizi anarşiden uzak tutuyor. | Open Subtitles | هذا الملصق البرتقالي الصغير كلّ ما يحول بيننا وبين الغوغاء. |
Bu postere bakmak için durup, çabucak birilerini aramış. | Open Subtitles | تجده في هذا المشهد يتوقف ليشاهد هذا الملصق الإعلاني, ثم بسرعة يقوم بعمل أتصال هاتفي |
Hepsini küçük zarflara koyup etikete kurbanın adını yazıyorsun. | Open Subtitles | كلها في أكياس منفردة مع اسم الضحية على الملصق |
Elbette seversin, Bu yüzden, bu aranıyor afişi bizim küçük sırrımız olacak. | Open Subtitles | بالطبع تحبه, لهذا ستبقي هذا الملصق سرنا الصغير |
Üzerindeki Etiketini sevdiğin için satın aldın. | Open Subtitles | لقد اشتريته لأن صورة الملصق أعجبك |
Genç olan, Posterdeki güzel bayan. | Open Subtitles | الصغرى ، الجميلة صاحبة صورة الملصق الدعائي |
Korkarım senin bu şöhret duvarını bozacağız- bu afiş bizimle geliyor. | Open Subtitles | أعتقد أن علي مصادرة حائط الشهرة هذا الملصق يأتي معنا |
Bu posterin etrafında her kim takıldıysa... sapıkça bir mesaj yollamaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | أياً من وضع هذا الملصق الإعلاني كان يريد أن يبعث برسالة ملتوية |
Tıpasında leylek, Etiketinde ahır resmi. Buldum seni. | Open Subtitles | مقاومه على الملصق ولقلق على الفلين وجدتك |
Bu lisans Kızılderili olduğunu söylüyor. Şu posterde beyaza benziyorsun. | Open Subtitles | هذه الرخصة تقول إنك رجل هندي وذلك الملصق يجعلك تبدو كرجل أبيض |
Bu şişelerin içinde şüpheli bir madde yok. Şişede ne varsa etikette onun adı yazıyor. | Open Subtitles | لا يوجد دليل غير قابل للدحض في هذه الزجاجات ما هو مكتوب على الملصق موجود في الزجاجة |