| Bugün 57 yerel çiftçiden 240 tür farklı ürün tedarik ediyoruz. | TED | اليوم، نحن نوفر 240 صنف من المنتجات من 57 مزرعة محلية. |
| ürün servis sistemleri yıllardır kullanılıyor. | TED | الأن نظم خدمة المنتجات موجودة منذ سنوات. |
| Çoğu kez en ucuz ürünleri almak zorundasınız. | TED | فهم عادة مضطرون لان يشتروا ارخص المنتجات |
| Biz şimdi, ürünleri dünyanın öbür ucuna göndermek yerine verileri internet üzerinden gönderiyoruz. | TED | نحن الآن، بدلا من شحن المنتجات في جميع أنحاء العالم، نرسل بيانات عبر الانترنت |
| Elektrik, ısı enerjisi ve değerli ürünler elde etmek için sıvı florürlü toryum reaktöründe yakıt olarak kullanılabilir. | TED | يمكن استخدامه في مفاعلات فلوريد الثوريوم السائل لإنتاج طاقة كهربائية وحرارة وغيرها من المنتجات القيّمة. |
| Yani bugün, internetten ürünler indirebilirsiniz -- masaüstünüzde olabilecek herhangi bir şey, kalemler, düdükler, limon sıkacakları gibi. | TED | لذا اليوم يمكنك تحميل المنتجات من الويب اي شيئ تجده على سطح مكتبك مثل الأقلام، والصافرات، وعصارات الليمون. |
| Muhtemelen... ...bu ürünlerin tümü atık alanlarından... ...biri olan Manila’da, hayatları sonlanacaktır. | TED | و جميع هذه المنتجات تنتهي في مكب للنفايات كهذا الموجود في مانيلا |
| 5.000 ürün- Cesar Hidalgo'nun verilerindeki her ürün kategorisini saydığınızı hayal edin. | TED | 5000 منتج تصوروا ادخال كل المنتجات في بيانات " سيزار هيدالجو " |
| Bu gerçekte davranışların ve kişiliğin ürün olarak tasarlanmasını içeriyor. | TED | وهذا حقيقة يتضمن تصميم سلوك وشخصية في المنتجات. |
| Sonuçta düşündüm ki ürün, servis ve çevre tasarımındaki bu yeni ve daha geniş tanımı sergileyebilmek için size birkaç video gösterebilirim. | TED | ولهذا فقد فكرت في أن أعرض عليكم بعض الأفلام لعرض هذا التعريف الجديد والأوسع للتصميم في المنتجات والخدمات والبيئات |
| Yeni ürün ve servisler olabilirdi ama üretim sürecinde yeni bir tarz da olabilirdi. | TED | ربما تكون منتجات أو خدمات جديدة، ولكن قد تكون أيضاً طرق جديدة لإنتاج تلك المنتجات. |
| Aynı zamanda derinin üretimi tekniksel açıdan et gibi hayvansal ürünleri yetiştirmekten daha kolay. | TED | زراعة الجلد أيضا أبسط من الناحية التقنية من زراعة المنتجات الحيوانية مثل اللحوم. |
| Geleceğin hayvansal ürünleri neye benzeyecek? | TED | كيف سيكون شكل المنتجات الحيوانية في المستقبل ؟ |
| Şimdi biraz eskiye gidelim ve ilk sürdürülebilir ürünleri düşünelim. | TED | لذا ارجع إلى الوراء وفكر بأوائل المنتجات المستدامة. |
| Küreselleşmenin nimetlerinden(!) faydalanan bizler ise satın aldığımız her ürünle bu insanları sömürüyoruz ve görünen o ki yaptıkları ürünler var olan adaletsizliğin bir kanıtı. | TED | نحن، المستفيدين من العولمة، يبدو ان استغلال هؤلاء الضحايا مع كل عملية شراء نقوم بها، والظلم مُتضمن في المنتجات نفسها. |
| İşçiler çok nadiren yaptıkları ürünler hakkında konuşurlardı. Ve çoğu zaman ne yaptıklarını tarif etmekte güçlük çekerlerdi. | TED | العمال نادرا ما تحدثوا عن المنتجات التي صنعوها، وكان لديهم في كثير من الأحيان صعوبة كبيرة في شرح ما فعلوه بالضبط. |
| Gotham City zorunlu festivale hazırlanırken güvenli ürünlerin sayısı artıyor. | Open Subtitles | المنتجات الآمنة تجلب الى مدينة جوثام بينما تجبر على الصيام |
| Gotham City zorunlu festivale hazırlanırken güvenli ürünlerin sayısı artıyor. | Open Subtitles | المنتجات الآمنة تجلب الى مدينة جوثام بينما تجبر على الصيام |
| biz yükümlülüğü ekleyebilirsek…. …ürünü nasıl teslim edeceklerini bilirler. Şimdi, elde etmek kolay değildir. | TED | و يملكوا الموارد و بامكاننا اضافة الارادة و الالتزام فهم يعرفون كيفية ايصال المنتجات |
| Daha önce belirttiğim gibi, palmiye yağı birçok ürünün yapımında kullanılıyor. | TED | وكما ذكرت سابقا، يستخدم زيت النخيل في صناعة العديد من المنتجات. |
| Yani enerji fakirliğini sonlandırmanın talimatları, ürünlerden çok daha karmaşıktır. | TED | باختصار، فحل مشكل فقر الطاقة أكثر تعقيداً، من توفير المنتجات فحسب. |
| Birkaç dakika içinde elden çıkarmanız gereken ürünlerle ilgili bildiri alacaksınız. | Open Subtitles | وستصلكم مذكرة في خلال دقيقتين بها تفاصيل جميع المنتجات التي ستفرغونها |
| Çünkü bu laboratuvar tüketici ürünlerini hayvanlar üzerinde acımasızca test ediyor. | Open Subtitles | لان هذا المختبر ، يختبر المنتجات الاستهلاكية على الحيوانات قبل بيعها |
| Ve her zaman yaptığımız gibi ürünlere konsantre olmaya devam edeceğiz. | TED | وعلى هذا فسوف نستمر كالعادة في التركيز على المنتجات. |
| Ama görebileceğiniz gibi, siparişlerde ürünlerde gelip geçicidir | TED | ولكن كما تشاهدون، الطلبيات يمكن أن تأتي وتذهب، المنتجات يمكن أن تأتي وتذهب. |
| Bundan da iki yıl önce, bir El Kaide eğitim talimatına göre terör birimlerini desteklemek için açıkça, sahte mal satmaları önerilmişti. | TED | قبل عامين من ذلك، دليل تدريب منظمة القاعدة أوصى بصراحة ببيع المنتجات المزيفة كوسيلة جيدة لدعم الخلايا الإرهابية. |
| Çünkü ben bu robot ve logoyu ... normal bir mağazada satış yapmak için değil... bir çok üründe kullanmak için tasarladım. | Open Subtitles | وأقول ذلك لأنه يمكنك أخذ الشعار والرجل الآلي وتضعهم على بعض المنتجات والتي طبيعياَ لن تباع في متجرك |
| Size yeni sağlık ürünlerimizi göstermek isterim. | Open Subtitles | لو سمحت لي أريد أن أريك خط جديد من المنتجات الطبيه |