Dharma arkadaş arıyordu ve biz birlikte tenis oynadık, spa ya gittik. | Open Subtitles | دارما أرادت أن نكون أصدقاء فجربنا لعب التنس وجربنا الذهاب إلى المنتجع |
Ben hamileyim ama sen ne kupon, ne spa günü ne domuz rosto, ne sürpriz ne eğlenceli bir şey yaptın benim için. | Open Subtitles | حسناً، أنا حبلى وأنت لم تعرض علي قسائم.. أو يوم في المنتجع أو خنزير مشوي أو مفاجئات أو أي من تلك الأشياء المرحة |
İnanılmaz yoğun, arındırıcı,ve ruhsal bir deneyim olmalı.-Ben spa kısmını alayım. | Open Subtitles | يفترض أن يكون تجربة روحية شديدة, ومريحة أنا معك في المنتجع |
...her biri kendi alanında özel üç ayrı tatil köyünden oluşmaktadır. | Open Subtitles | يتضمن المنتجع ثلاث مناطق منفصلة كل منها له خصائصه |
İlk meyve suyunu değil, spada alacağın. | Open Subtitles | ليس شرابك الأول لكن الذي ستحصل عليه في المنتجع الصحي |
Öğle yemeği veya kaplıcada takılabileceğimiz bir gün de ayarlayabilirim. Artık bu eğlenceliydi. - Hı? | Open Subtitles | حسنأً, نعد عشاء أو يمكننا نقضي يوم في المنتجع هذا كان ممتعاً |
Yerel gazetelerden otellerdeki spa güvenliği hakkında yorumlarına ilişkin bir telefon gelecek. | Open Subtitles | سوف تتلقى اتصال من الصحف المحلية بشأن أمان المنتجع |
Birlikte spa'da bir haftasonu. Gerçek olanından. | Open Subtitles | عطلة نهاية أسبوع معك في المنتجع عطلة حقيقية |
Söylemeyi unutmuşum, kuzenin Jimmy gittiği spa'da güzel zaman geçirmiş. | Open Subtitles | اوه،لقد نسيت أن أخبرك إبن خالتك جيمى تمتع بوقته فى المنتجع الذى زاره |
Hakimin kokaini bırakması için yolladığı spa'yı mı diyorsun? | Open Subtitles | تعنين المنتجع الذى أمره القاضى بالذهاب إليه ليقلع عن الكوكاين ؟ |
Harika, siz ikiniz bir masaya yerleşin ben de şu spa işini halletmek için yukarıya çıkayım | Open Subtitles | عظيم ، انتما الاثنان احجزو طاولة وانا سأصعد للأعلى لأحجز موعدا في المنتجع |
Özür dilerim, spa için telefondaydım konuşurken kendimden geçmişim. | Open Subtitles | آسفة ، كنت على الهاتف مع المنتجع ، ثم ثم غفوت قليلا |
Ve, sanırım siz bayanların da bir spa seansınız vardı. | Open Subtitles | وانا اعلم ايتها السيدتان ان لديكم موعدا في المنتجع |
Hangi tatil köyünü seçerseniz seçin büyüleyici ve doyurucu bir ziyaret olacağına eminiz. | Open Subtitles | أياً كان المنتجع الذي تختاره فنحن متأكدون من أنك ستحضى بإجازة ساحرة وممتعة فيه |
Neyse spada yüz bakımı yaptırırken açıklığa kavuştururuz artık onu. | Open Subtitles | لكننا سنمحو هذا في المنتجع الصحي عندما أحصل على تجميل الوجه |
- kaplıcada daha güvende hissedebildin mi? | Open Subtitles | حسنا , هل تشعرين بالامان في المنتجع الصحي ؟ |
Yine de, Otel hırsızlık yüzünden spa ısmarladı. | Open Subtitles | و مع هذا, فقد أتاح لي الفندق إستخدام المنتجع, بسبب حادثة السرقة |
tatil köyü kuracağımız bölgede bir sorun olabilir. | Open Subtitles | سيصبح هناك فجوة كبيرة حيث المنتجع أن يكون |
spaya gideriz, bütün günü geçiririz, deniz yosununa bulanırız, sonra da toksinlerimizden arınırız. | Open Subtitles | نذهب الي المنتجع ونحتفل كل اليوم ونلف انفسنا باعشاب البحر لنتعرق |
Aynı şey dinlenme tesisi, golf kulübünü ve Otel için de geçerli. | Open Subtitles | وينطبق نفس الشيء على المنتجع و الفندق وملعب الغولف |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim. kaplıca alanında cep telefonlarına izin vermiyoruz. | Open Subtitles | أعتذر عن التطفل نحن لا نسمح بدخول الهواتف الخليوية في المنتجع |
Mike, tüm bunları bir kenara koyup kaplıcaya gitme ihtimalin nedir? | Open Subtitles | ما هي احتمالات أن تنسى كل هذا وتستخدم شهادة المنتجع ؟ |
Masaj yaptırmayı da severlerdi ama yapamayız... Koşmayın! Dikkat edin! | Open Subtitles | سوف يحبون المنتجع أيضا ولكننا لا يمكننا لا تجروا,توخوا الحذر |
Bu ilişki hakkında bilgisi yoktu... Ve o otele de adım atmamıştı. | Open Subtitles | لم تكن على عِلم بتلك العلاقة ولم يسبق لها دخول ذلك المنتجع |
Springwood'da kaldığım müddetçe Natalie'den "yeniden deneyelim" şeklinde bir mesaj alma ihtimalim var. | Open Subtitles | سوف استمر فى هذا المنتجع ربما اتلقى رساله من ناتالى لحاول مرة اخرى |
Bu otelin arkasındaki çöplerin birinden bulduk. birinden bulduk. | Open Subtitles | وجدنا هذه في أحد سلاّت القمامة خارج المنتجع |