Gördüğünüz gibi Park çok çeşitli insanları çekiyor. Yaşlı çiftler, yürüyüşçüler, tur grupları. | Open Subtitles | كما تريان، المنتزه يجتذب زوار متنوعين الأزواج الكبار في السن، متنزهين، مجموعات سياحية |
Buraya çıkmak istiyorsanız, izin almanız gerekli. Ve arabanızı girişe Park etmelisiniz. | Open Subtitles | إذا أردت قضاء الوقت هنا، ستحتاج لتصريح وأترك سيارتك في مدخل المنتزه |
parka girdiğimden bu yana popomu koklamayan hiç kimse kaldı mı? | Open Subtitles | هل يوجد أحد في هذا المنتزه بأكمله لم يشم مؤخرتي ؟ |
Adam karısına kızıp kafasını uçurmuştur. İbret olsun diye parka koymuştur. | Open Subtitles | غضب الرجل من زوجته فقطع رأسها وتركه في المنتزه ليراه الجميع |
Artık taşra gezilerine gitme, artık parkta uzun günler geçirme. | Open Subtitles | لا رحلات خارج البلاد ولا تقضي أوقات العصر فى المنتزه |
Doğal parkın dışındaki bu alanda çeşitli şekillerde aşınmaya uğramış bu toprağı geliştiriyoruz. | TED | هذه هي منطقة خارج المنتزه الوطني، تمتد في جميع ومختلف هذه الأراضي المتدهورة. |
O parkı temizleyeceğim ve işim bittiğinde tüm mahalleyi temizleyeceğim. | Open Subtitles | سأقوم بتنظيف هذا المنتزه و من ثم سأقوم بتنظيف الحيّ |
Bir soyguncu Mary'i Central Park'a kadar sürükleyerek götürüp gömmezdi. | Open Subtitles | السارق لن يسحب ماري كل الطريق صعودا إلى المنتزه لدفنها |
Uyuşturucu suçlamasıyla ilgili çektiği ceza süresi Central Park koşucu davasındaki hükümden kaynaklanan eski bir mahkum olmasına göre belirlenmişti. | Open Subtitles | و لكن طول المدة التي يقضيها بسبب قضية مخدرات بنيت على أساس أنه مجرم سابق في قضية مهرولة المنتزه المركزي |
Her şey Park köşesinde bir grup adamı görmemle başladı. | Open Subtitles | الأمر بدأ عندما لاحظت مجموعة من الرجال على ناصية المنتزه |
Bu yüzden Park kötüleşmiş. Aslında ayrıntılardan pek haberim yok. | Open Subtitles | وأرسل المنتزه إلى الإنهيار، أعني أنا لا أعرف التفاصيل بالضبط |
Everglades dediğimde çoğu insan şöyle der, "Ah evet, millî Park." | TED | وعندما أذكر ايفرجليد، يتبادر إلى ذهن الأغلبية، "اوه، نعم، المنتزه الوطني" |
Bir duvar vardı ve eğer duvarın üzerinden atlarsam parka geri dönecektim. | Open Subtitles | لذلك كان هناك جدار إذا قفزت من فوق الجدار يرجعك إلى المنتزه |
Pekâlâ millet, parka doğru gitmek üzereyiz, bu yüzden sizi Baxter'a devrediyorum. | Open Subtitles | حسنا , جميعا سوف نتجه الان الى المنتزه وسوف اسلمكم لشركه باكسر |
Dahi herifin tekisin. Bizimkilere haber vermek için gittim parka | Open Subtitles | ♪ ذهبت إلى المنتزه لألقي نظرة على ما يحدث ♪ |
Artık onun evden ne zaman ayrıldığını parkta normalde hangi yoldan gittiğini öğreniyoruz. | Open Subtitles | وفجأة نعرف متى غادرت منزلها ما هو الطريق الذي عادة تسلكه حول المنتزه |
Ve her cumartesi hemşire ayakkabılarımı giyip parkta tempolu yürüyüş yapıyor muyum? | Open Subtitles | وهل أمشي سريعا في حزاء ممرضة كل يوم سبت في المنتزه ؟ |
Gençken her tatilimi ulusal parkta geçiriyordum. | TED | كل عطلة قضيتها عندما كنت ولدا صغيرا كانت في المنتزه الوطني. |
O zamanlar evcil hayvanımla Regent's parkın oradaki bir bekar evinde kalıyordum. | Open Subtitles | وفي هذا الوقت عشت مع سيدي في شقة للعزاب قريبة نت المنتزه |
İlk altı ay, parkın yakınındaki küçük bir evde yaşadık. | Open Subtitles | ومن اول ست أشهر عشنا في بيت صغير بجانب المنتزه |
Bu İtalyanların ana giriş kapısı, Ukraynalıların parkı, Polonyalıların parkı, Japonların meydanı, Almanların parkı. | TED | هذا هو المدخل الإيطالي، المنتزه الأوكراني، المنتزه البولندي، الساحة اليابانية، والمنتزه الألماني. |
Bir gece parktan evime giderken 2 adam bana tecavüz etmeye çalıştı. | Open Subtitles | كنت أعبر المنتزه إلى البيت عندما حاول رجلان الاعتداء عليّ |
Parktaki kızın eşarbı bu gazeteye sarılıydı. | Open Subtitles | لقد كانت للفتاة فى المنتزه لقد لفت بها وشاحها |
Yangın karavan parkına doğru inmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبدو مثل ان النار انتشرت خارج المنتزه هناك الكثير من الدخان |
parkta, Rosita'da, Rosita eyalet parkında Santa Rosita Dago'nun güneyindedir. | Open Subtitles | في المنتزه , منتزه شاطيء سانتا روزيتا .. هناك جنوب داجو في سانتا روزيتا |
Mavi domuzlarla oynamayı seviyorum. Hey, mavi domuz. Ben parktaydım. | Open Subtitles | اتمتع باللعب مع الخنازير الزرقاء لقد كنت في المنتزه |
Ben de onu diyorum. Parktayken vardı. | Open Subtitles | هذا ما أعنيه، كانت هنالك طقوس في المنتزه |
30 yıldan beridir bu parktayım ve Tyler ailesi dahil kırmızıdan maviye her bebeği görmüşümdür. | Open Subtitles | انا في هذا المنتزه لاكثر من ثلاثين سنة رأيت كل طفل من الاحمر الى الازرق الى (تايلر) ايضاً |
Jackie Laverty'yi öldüren ekip Greek Lane cinayetlerini de isledi. | Open Subtitles | نفس الطاقم الذي قتلها تابع جرائم المنتزه الأخضر |
Bu su parkının içinde çocukları kovalamak çok yorucu değil mi? | Open Subtitles | اخبرتك , من الصعب مطاردة الاطفال في كل هذا المنتزه اليس كذلك ؟ |