Hapisten çıktıktan sonra bir kaç gece aynı evde kaldık. | Open Subtitles | بعد أن خرج من السجن كنا في المنزل نفسه لليلتين |
Aynı olay, aynı evde otuz yıl sonra tekrarlandığında rüya olmadığını anladım. | Open Subtitles | علمتُ أنّه لم يكن حلماً عندما تكرّر الأمر في المنزل نفسه |
Hepiniz aynı evde, aynı ebeveynler tarafından büyütülmüşsünüz ama sadece sen çok başarılı olmak için inanılmaz bir baskı hissediyorsun. | Open Subtitles | أعني , انتم نشأتم في المنزل نفسه و نفس الأبوين مع ذلك أنتِ الوحيدة التي تشعر بضغط هائل لإنجاز مستوى عالي |
Kocasının ve bir sevgilisinin olduğunu ve hep beraber aynı evde yaşadıklarını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت ان لديها زوجاً وعشيقاً وجميعهم يعيشون في المنزل نفسه |
aynı evde yıllardır aynı yemeği yiyoruz! | Open Subtitles | كنا نأكل نفس الطعام في المنزل نفسه لسنوات! |
20 senedir aynı evde oturuyorum. | Open Subtitles | عشتُ في المنزل نفسه أكثر من 20 عاماً |
20 senedir aynı evde oturduğuna göre Opa-Locka'lı Rich ve Elsie Fowler'dan sana kalmış demek ki. | Open Subtitles | "في المنزل نفسه لأكثر من 20 عاماً" "ورثتَه عن والديكَ (ريتش) و(إلسي فاولر) في (أوبا لوكا)" |
aynı evde yaşıyorlar. | Open Subtitles | يعيشان في المنزل نفسه |
aynı evde. 1457 Hitchens Caddesi. | Open Subtitles | في المنزل نفسه 1457جادة (هيتشنز) |