Duyguların, çalkantılı hareketiyle anılan bir organla ilişkilendirilmesi belki de oldukça mantıklı. | TED | ومن المنطقي على الأرجح أن تربط العواطف بعضو يتصف بالتبدل المستمر لأحواله. |
Hayır, efendim. Tek mantıklı açıklaması, onun bir gemi olması. | Open Subtitles | كلا يا سيدي، التفسير المنطقي الوحيد أن هذه سفينة فضائية |
Ama çözmek için can attığı tanıya yeni bir semptom eklemesi mantıklı değil. | Open Subtitles | لكن من غير المنطقي إضافة عرض تسبب به إلى تشخيص يريد حلّه بشدّة |
Kurban Asyalı olduğuna göre üstünde Çince karakterleri olan bir kâğıt bulman mantıklı. | Open Subtitles | بما أن الضحية آسيوية من المنطقي أن نجد ورقة تحتوي على كتابة صينية |
Kanka, bunu mantıklı kılan şey bağımlı bebeklerin sonunda ilgi ve alaka görmeleri. | Open Subtitles | الشيء المنطقي في هذا الأمر، أن هؤلاء الأطفال ينالون أخيراً الاهتمام الذي يحتاجونه |
Hayatımın dönüştüğü bu mantıksız duruma, verdiğim tek mantıklı yanıt oldu bu. | Open Subtitles | لقد كان الرد المنطقي الوحيد للموقف الغير المنطقي الذي اصبحت حياتي عليه |
Öğretmenlik ruhuna işlemiş yani bu olabilir. - Bir öğrenci bulması mantıklı. | Open Subtitles | كان ذلك راسخاً به، مما يجعل من المنطقي أنه أراد إيجاد طالباً. |
Bir kahraman olarak, benim görüş açımı da almak istemeniz, gayet mantıklı olacaktır. | Open Subtitles | حسنا , كما في المسرحية فمن المنطقي بانك تريد لقطات من وجهة نظري. |
- Peki, şirket para kusurları bulma yapar. Onlar kusursuz olurdu mantıklı. | Open Subtitles | عن طريق إيجادُ الثغرات, إنَّه لمن المنطقي أن تكون بلا ثغراتٍ تذكر |
St. Louis'te aylar sürecek tedavi için hayatınızı değiştirmeniz pek mantıklı değil. | Open Subtitles | حسناً, بالكاد من المنطقي بالنسبة لك, آه, اعتزال كل حياتك لشهور متتالية |
çünkü o zamanlar her şey rekabet ve saldırganlıkla ilgiliydi, yani bu pek de mantıklı gelmiyordu. Önemli olan şey kazanıp kaybetmek. | TED | لأنه آنذاك كان كل شيء يتعلق بالتنافس والعدوانية، ولم يكن ذلك من المنطقي. الأمر الوحيد الذي يهم هو إما أن تفوز أو تخسر. |
Fizik. Bilirsiniz, mantıklı düşünmenin ilk basamağı. | TED | هو الفيزياء، كما تعلم، مبادئ الاستنتاج المنطقي الأساسية. |
Ama bizim için, ve benim için, mizahı tasarlamaya yardım etmede, Birini bir diğeri ile karşılaştırma mantıklı gelmiyor. | TED | ولكن بالنسبة لنا، وبالنسبة لي، المساعدة في إعادة تصميم الدعابة، ليس من المنطقي أبدا أن نقارنه. |
Kendi üzerimde alıştırma yapmak bana daha mantıklı geldi. | TED | يبدو تماما مثل أنه سيكون من المنطقي أكثر أن أقوم بطلاء نفسي. |
Bu yönde ilerlemiş olmamız mantıklı geliyor. | TED | لذلك فمن المنطقي أن نتوجه في هذا الاتجاه. |
Bu da mantıklı, çünkü biz birbirleriyle karmaşık şekillerde etkileşen, çok sosyal hayvanlarız. | TED | فمن المنطقي أيضًا، أننا حيوانات اجتماعية جدًا مع طرق عالية التعقيد من التفاعل مع بعضنا البعض. |
İşte bu yüzden vücudun embriyoları dikkatlice gözden geçirmesi ve hangisinin bu zorluklara değeceğine bakması çok mantıklı. | TED | ولذلك فإنه من المنطقي أن يفحص الجسم الأجنة بعناية فائقة، ليكتشف من بينها من يستحق التحدي. |
İşte bu yüzden, bu ortamda imla için bu kadar zaman ayırmak gerçekten de çok mantıklı. | TED | وبالتالي وفي سياق ذلك، يصبح من المنطقي بذل الكثير من الوقت لتعلم الإملاء. |
Mükemmel mantıksal bir çıkarımla Zara'nın doğru seçenek olduğuna karar veriyorsunuz. | TED | بتفكيرها المنطقي التام زارا هي الخيار الواضح. |
Bence mutlulugun dunyaya bir seye mal olmamasi oldukca Makul. | TED | واعتقد انه من المنطقي القول ان السعادة لا تكلف الارض شيئاً ولاتهدر منها مورداً |
Yüksek seviyelerde mantık yürütebilirler. | TED | ويستطيعون ان يقوموا بالنقاش المنطقي بدرجة عالية |
Cesedi buraya atması normal mi? | Open Subtitles | هل من المنطقي له أن يرميها بهذه الطريقة؟ |
Fakat en mantıklısı kaplıcaların varlığı ile açıklanabilirdi. | TED | ولكن الحل المنطقي الوحيد هو وجود ينابيع مياه دافئة. |
Hareket kontrolünü arttırdığına dair ipuçları var, üç boyutlu düşünebiliyor ve gelişmiş bir mantığı var. | Open Subtitles | هو يظهر علامات متسارعة للتحكم الحركي. فضلاً إنه طفل ذكي وحركي ومتقدم في التفكير المنطقي. |
Onun için her şeyi yapabilmen akla yatkın. | Open Subtitles | إذن من المنطقي أنّكَ ستفعل أيّ شيء لأجله |
Televizyon mantıklıdır ve bir yapısı, kuralları, mantığı vardır. | Open Subtitles | التلفاز المنطقي يعني: الهيكل, المنطق, القواعد |