Manley kaçış aracını kullanıyormuş ve idam cezası almış. | Open Subtitles | مانلي كان يقود سيارة المهرب و أصبح محكوما إلى الموت. |
Taksilerle dolu bir şehirde harika bir kaçış aracı. | Open Subtitles | سيارة المهرب المثالي في مدينة كاملة من سيارات الأجرة |
Kesinlikle mükemmel bir kaçış yoluna benziyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه مثل المهرب المثالي. |
Bana kimin Kaçakçı kimin Kaçakçı olmadığını mı öğreteceksin? | Open Subtitles | هل ستخبرني من يكون المهرب ومن لا يكون المهرب؟ |
Bana bahsettiğin şu adamla görüşmeliyim, Kaçakçı olan, adı Schmidt'ti. | Open Subtitles | أريدك أن تتواصل مع ذلك الرجل الذي أخبرتني عنه المهرب كان اسمه شميدت |
Owen dün gece sizi arayıp kaçakçılık ve sabotaj olaylarından haberdar olduğunuzu söyleyince İngiliz anahtarını geri aldınız. | Open Subtitles | ليلة أمس، عندما أوين دعاك وأخبرك بأننا كنا نبحث عن العابث و المهرب ذهبت وإسترجعته |
Marcello, kaçakçılık, Spider, sahte reçete yapmadı mı? | Open Subtitles | و " مارتشيللو " المهرب و العنكبوت بوصفاته الزائفة |
Diane'in kontağı kaçakçının yerel balıkçıları kullanarak sınırlardan geçtiğini düşünüyor. | Open Subtitles | مصدر ديان يعتقد أن المهرب يستخدم صيادين محليين لتمرير البضاعه من الحدود المعاقبه |
kaçış arabası, Dr. Jennifer Goss adına kayıtlı bir Mercedes E-55'miş. | Open Subtitles | كان لدينا سيارة المهرب لمرسيدس E-55 مسجل إلى dr. جنيفر لحكومة جنوب السودان، 525 شارع ال64. |
Bu da herkesin denediği ikinci kaçış yolu. | Open Subtitles | هذا المهرب الثاني الذي يجرّبه الناس |
Şeytan Adası'nda 10 yıl mahkum kalmıştı. Tek kaçış yolu 14 kilometre okyanusta yüzmekti. | Open Subtitles | سُجن في "جزيرة الشيطان" لعشر سنوات، المهرب الوحيد هو السباحة 14 كم. |
Hızlı bir kaçış için çok fazla. | Open Subtitles | الكثير عن المهرب سريعة. |
Birinci bölüm: kaçış. Bugün hayatımın[br]geri kalanının ilk günü. | Open Subtitles | الفصل الاول.المهرب |
En güzel kaçış. | Open Subtitles | . هو كان المهرب المثالي |
Göçebelik kaçış ve sürgün önerdi. | Open Subtitles | عرضت علي " نوماد " المهرب والمنفى |
Bana bahsettiğin şu Kaçakçı Schmidt ile görüşmem gerek. | Open Subtitles | أريد أن تتصل بالرجل الذي أخبرتني عنه المهرب اسمه شميت |
Ve bu Kaçakçı, o patlayıcıları son duraklarına ulaştırması için kullanıldı. | Open Subtitles | و هذا المهرب الذي تم توظيفه للقيام بعملية نقل هذه المتفجرات إلى وجهتها الأخيرة |
Ben Kaçakçı değilim, efendim. | Open Subtitles | المهرب وأنا؟ أنا لست معهم يا سيدي |
Bizim kaçakçılık balığımız FG Market'ten aldığımız örnek balıkla aynı yerden gelmiş. | Open Subtitles | سمكنا المهرب بالقطع جاء من نفس المكان الذى حصلنا منه على العينه fg من بقاله |
Sen kaçakçılık arkadaşımı bilmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تعلم هذا, يا صديقي المهرب |