ويكيبيديا

    "الموقف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • durumu
        
    • durum
        
    • duruma
        
    • durumda
        
    • durumun
        
    • günü
        
    • durumdan
        
    • Park
        
    • tavır
        
    • olayı
        
    • pozisyon
        
    • olay
        
    • durumla
        
    • pozisyona
        
    • pozisyonda
        
    durumu biraz yatıştırın, o da biraz sakinleşsin. Bırakın kaçsın. Open Subtitles هدىء الموقف بأكلمه, هدئه إصنع فجوة و دعه يهرب منها
    durumu değerlendir, olası kayıpları hesapla ve uygun hareketi yap. Open Subtitles تقييم الموقف, امكانية حساب الخسارة و امكانبة اخذ الاحداث المناسبة.
    durum şu ki, silahları benimkilerden daha büyük ve sayıca fazla. Open Subtitles الموقف هو أن مدافعهم أكبر من مدافعي ولديهم عدد كبير منهم
    durum iğrenç, hiç tavsiye etmiyorum. Savaş planı nasıl gidiyor? Open Subtitles إنَّ الموقف مريع، ولم أستطِع تحسينه كيف تسير الأمور البطولية؟
    Bacaklarımı da takmış olsaydın böyle gülünç bir duruma düşmezdik. Open Subtitles لو أنك ركبت ساقى لما كنت فى هذا الموقف السخيف
    Ama o durumda olmaları en başta benim suçum tabii ki. Open Subtitles لكن بالطبع كان خطأي من البداية أن وضعتهم في ذلك الموقف
    Beni çok rahatsız eden bu fotoğrafta durumun ne kadar vahim olduğu görülüyor. TED في هذه الصورة المربكة لي إنها صورة تجلبنا كم هو الموقف أليم حقاً.
    Evet, umarım Bay Potter hep burada olur ve günü kurtarır. Open Subtitles حسنا لنأمل إذن أن يكون السيد بوتر موجودا دائما لإنقاذ الموقف
    durumu tam olarak analiz edip uygun bir strateji belirlemek için zaman gerekiyor. Open Subtitles نحن نحتاج لمزيد من الوقت لتحليل الموقف و نصيحة سليمة و خطة إستراتيجية
    durumu bu kadar uzun süre göz ardı etmeye zorlanmamızdan gurur duymuyoruz. Open Subtitles فى الواقع ، نحن لسنا فخورين بأننا تجاهلنا هذا الموقف لمده طويله
    Örneğin, saldırganın kurbanlarını bıçaklamadan önce vuruyor olması durumu hızlı ve etkili bir şekilde kontrol altına almaya ihtiyacı olduğunu gösterir. Open Subtitles على سبيل المثال, واقع ان المجرم يطلق النار على ضحاياه يشير الى انه يحتاج الى وسيلة سريعة وفعالة للسيطرة على الموقف
    Joy kendisi için en iyi durumu kabullenmesi gerektiğini anladı. Open Subtitles ادركت جوي انه من الممكن ان تستفيد نم هذا الموقف
    Belki bir durum değerlendirmesi yapıp, şeyi belirlemeliyiz... yol üzerindeki zayıf noktaları. Open Subtitles ربما لابد أن نقوم بتحليل الموقف ونحدد نقاط الضعف في خط السير
    Bunu tehlikeli bir durum olarak görmek sana ne getirecek? Open Subtitles ما الذي يتطلبه الأمر كي تدركي خطورة هذا الموقف ؟
    Bu Noel Baba'nın ufak bir yardımcıya ihtiyaç duymadığı bir durum. Open Subtitles اتعلم ان هذا الموقف حيث سانتا لا يحتاج الى اى مساعدة
    Belki biraz daha açık sözlü olsaydın bu duruma düşmezdin. Open Subtitles ربما اذا كنت أكثر صراحةً لما وجدت نفسك بهذا الموقف
    Bu bilimi hep sevdim ve onu böyle bir duruma getirmiş olmamızın bir mazereti yok. TED أنا أحب هذا العلم، وأعتقد أن هذا الموقف الذي وضعناه فيه غير مبرر.
    Ne durumda olduğumuzu anlamak için bir etrafı gezdir bari. Open Subtitles حسناً من الأفضل أن تعِد جولة لنا .. لنرى الموقف
    Bu durumun onunla karşılaştırılabileceğini düşünmüyorum. Tüm isteğimiz insanlarımızı korumak. Open Subtitles بالكاد يمكنني المقارنة بهذا الموقف كل ما نريده حماية شعبنا
    İçeri girip günü kurtarmam ve, ayaklarını yerden kesmem gerekiyordu. Open Subtitles أردت أن أظهر, و أنقذ الموقف و أنتشلها من قدميها
    Ben yalnızca durumdan faydalandım firmada yaptığım işlerin kulağına gitmesi için. Open Subtitles لقد أستغللت الموقف فقط لجعلك تغير رأيك بشأن عملي في الشركة
    İşte 3 tane namuslu, Tanrıdan korkan ev kadını ifade verecekler, artı bir Park bekçisi, ve madalyalı bir savaş gazisi! Open Subtitles هناك ثلاثه من ربات المنازل اللاتى يخشين الله سوف يشهدن.. بالإضافه إلى حارس الموقف و طبيب حرب بيطرى حاصل على أوسمه
    Şimdi çok bariz olduğunu biliyorum, ama yalan söylediğinden şüphelendiğiniz biri ile bir konuşma yaparken, tavır en çok gözden kaçırılan ama yalan işaretlerini veren şeydir. TED الآن أدرك بأنها تبدو واضحة، لكن عندما تدخل في حديث مع شخص تشتبه بأنه مخادع، فإن الموقف إلى حد بعيد هو التغاضي لكن القول عن المؤشرات.
    Ben sadece sadece olayı kavramaya çalıştım, bilirsin. Open Subtitles ..أردتُ فقط أن أردت أن أضع قبضتي على الموقف, أتعلمين؟
    Crane'in nerede pozisyon alabileceği konusunda olasılık hesapları yapıyordum. Open Subtitles العمل على بعض الاحتمالات إلى أين فكرت كرين قد الموقف نفسه
    olay şöyle oldu. İki suçlu tarafından ekip olarak köşeye sıkıştırıldık. Open Subtitles إذاً، الموقف هُنا، هو لدينّا طاقمين .من الشرطة لا يُمكنهم الخروج
    Ama sizi temin ederim, bu durumla ilgili özel bir ilişkisi var. Open Subtitles أؤكد لك أنها وثيقة الصلة تماماً بهذا الموقف
    Hayır, bugün karar vereceğini ya da kendimi bu pozisyona koymuş olmayacağımı fark etmemiştim. Open Subtitles لا, لم ألاحظ أنه سيقرر اليوم وإلا لم أكن أضع نفسي في هذا الموقف.
    Cidden teşekkürler, fakat doğrusu şu ki, şu an bulunduğum pozisyonda yardıma ihtiyacım var. Open Subtitles شكرا بحق و لكن الحقيقه تكون كونى فى هدا الموقف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد