Duygusal çöküntünün hep haddinden fazla uyuşturucu ve kötü aşçılıkla olabileceğini hayal ediyorum. | Open Subtitles | دائماً تصورت أن الوصول للقاع بشكل أسوأ. مثل الكثير من المُخدرات والطبخ السئ |
uyuşturucu testini geçti, bir yılı aşkın süredir aynı işte. | Open Subtitles | إجتاز بنجاح إختبار المُخدرات ظل فى نفس الوظيفة لمدة عام |
uyuşturucu savaşlarıyla ilgili bildiğim tek şey uyuşturucuların galip çıktığı. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذى أعلمه عن حرب المخدرات أن المُخدرات تفوز |
uyuşturucu satabilirsin, şarkı söyleyebilirsin, ya da bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنك بيع بعض المُخدرات ، أو الغناء أو قرف من هذا القبيل |
Sürekli uyuşturucu kullanıyorlar ve ben, soyuyorlar! | Open Subtitles | يتعاطيانِ المُخدرات دائماً و يسرقونَ مِني ليدفعوا مُقابلها |
Düzenli olarak egzersiz yapacaksınız, derslere katılacaksınız, uyuşturucu ve alkol toplantılarına katılacaksınız, kurallara uyun. | Open Subtitles | عليكُم التمرين بانتظام و حضور الدروس و الذهاب إلى جلسات النُصح من المُخدرات و الكحول اتبعوا القوانين |
uyuşturucu toplantılarına gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُكَ الآن أن تأتي لجلسات النُصح عن المُخدرات |
Öyleyse seni her hafta uyuşturucu testine sokarım, ve kullanmaya devam edersen, seni psikoloji koğuşuna yollarım. | Open Subtitles | إذاً سأجعلكَ تقوم بفَحص المُخدرات كُل أسبوع و إذا استمريتَ بالتعاطي سأُرسلكَ إلى جناح المَرضى النَفسيين |
Çünkü uyuşturucu tamamen kaçıştır Simon, içinde bulunan kimi sırları kabul edememekten. | Open Subtitles | لأنَ المُخدرات هي من أجلِ التجنُّب يا سايمون عن عدمِ المَقدرَة على قبولِ بعض الأسرار في نفسِك |
Hey. Nappa, senin hızını kesmek için uyuşturucu testi ondan çıktı. | Open Subtitles | أنت، لقد رتَبَ نابا اختبار المُخدرات ليُبطئَك |
Valinin tercih ettiği uyuşturucu satıcısıydım. | Open Subtitles | أنا تاجِر المُخدرات الذي اختارَهُ الحاكِم |
Raporlara ek olarak tüm devlet memurlarına zorunlu olarak uygulanan uyuşturucu testinin de raporları var. | Open Subtitles | مُتضمِنةً فحص المُخدرات الذي أقرَّيتُهُ أنا كإجراءٍ إلزامي لكُل موظفي الولاية |
İkinci dereceden cinayet, uyuşturucu bulundurmak. | Open Subtitles | بجريمَة قَتل مِن الدرجَة الثانية و حيازَة المُخدرات |
Hayır, uyuşturucu suçundan kalan süresini yatacak. | Open Subtitles | لا، لا، ما زالَ عليهِ أن يَخدمَ مَحكوميتهُ بجريمَة المُخدرات |
uyuşturucu işiyle ilgili filan bilgi vermezsem, beni tekrar tecride koyacağını söylüyor. | Open Subtitles | قالَ إن لَم أُعطهِ معلومات عَن المُخدرات و ما شابَه سأذهَب إلى الانفرادي مُجدداً |
Bence bu itler uyuşturucu bulmak için. | Open Subtitles | أُراهنُ أنَ تلكَ الكلاب يُمكنها أن تشُم المُخدرات |
Ama bir müptela ancak kendisi isterse uyuşturucuyu bırakabilir. | Open Subtitles | لكِنَّ المُدمِن سيُقلِع عن المُخدرات فقط عِندما يُقَرِّر هوَ ذلك |
Bugünlerde, çetelere, uyuşturucuya ve Showtime'daki açık saçık filmlere önem veriyorsunuz. | Open Subtitles | .. هذه الأيام هي المُخدرات والعصابات والأفلام التي تحتوي على مشاهد التعرّي |
Paketin içindeki şey uyuşturucudan çok daha değerli bir şey. | Open Subtitles | ما يُوجد بداخل ذلك الطرد هو أكثر قيمة من المُخدرات |
Bu uyuşturucular terörizme para kaynağı sağlıyor. Bizim işimiz buna engel olmak. | Open Subtitles | هذه المُخدرات تمول الإرهاب ومهمتنا أن نمنعها. |
Birkaç ilaç aldıktan sonra gibi görünüyor. | Open Subtitles | بعد أنّ تناولت بعضٌ من جرعات المُخدرات كما يبدو. |
Ekibimiz onun, ipek yolu boyunca geniş çaplı Eroin ticareti yaptığını ortaya çıkardı. | Open Subtitles | إن لم نقبض عليه بأسرع وقت, فسنحصل علي الحائز علي جزء كبير من تجارة المُخدرات ماشياً القدمين. |
O verandada keyif için alınan uyuşturucuları deneyecekler. | Open Subtitles | سيجربون المُخدرات على هذه الشُرفة |
Yok, olmaz dersen, umarım ispanyolca pratiğin vardır... çünkü buraların hapishanelerinde gringo uyuşturucu satıcılarını pek sevmezler. | Open Subtitles | عدا ذلك من الأفضل أن تعمل علي اللغة الإسبانية الخاصة بكَ في السجن لأنهم لا يتمهلون بتجار المُخدرات هُنا |