Bu gördüğünüz uzaya fırlatılmadan kalan kalan yedi Sputnik'ten biri. | TED | هذا أحد الأسبوتنيك السبعة الناجية التي لم تطلق الى الفضاء. |
Dua edelim de sağ kalan tanığımız, hastaneden çıktıktan sonra bize söyleyebilsin. | Open Subtitles | حسنًا، لنتمنّى أن ضحيّتنا الناجية يمكنها أن تخبرنا، عندما تخرج من المستشفى |
...görüntüleri imha etmek ve söylediğim gibi tek kurtulan olmak. | Open Subtitles | هو تحطيم الصور و كما قلت أن أكون الناجية الوحيدة |
Tabi ki, bazen bu kurtulan kimliğini edinmemize sebep olan dış baskılar değildir. | TED | بالطبع أحياناً ليست الضغوط الخارجية التي تدفعنا لتبني الهوية الناجية |
İstediğin gibi kazazedeyi getirdim. | Open Subtitles | تسليم الناجية كما طُلِب |
Kurtulmayı başaran birkaç Tapınak Şövalyesi ortadan yok olmuştu ve böylece onların kutsal emanetini arayış serüveni yeniden başladı. | Open Subtitles | .. اختفت القلة الناجية من فرسان الدير وبدأ البحث عن مجدداً عن تحفتهم المقدسة .. |
Jack, bu bahsettiğin Kazazede değil. | Open Subtitles | جاك", تلك ليست الناجية التي وعدتني به" ! |
Hayatta kalan 4 gezegen yoğun bir bombardımanın son evresine maruz kalabilirdi. | Open Subtitles | الكواكب الأربعة الناجية لابد وأن تتحمل المرحلة النهائية لهذا القصف الحادّ |
Sağ kalan tek kişi bu, onun yaşamasını istemez misin? | Open Subtitles | .إنها الناجية الوحيدة ألا تريد منها أن تحيا ؟ |
Yardımcım ve iyi dostum Chantho. Malmooth'lardan sağ kalan biri. | Open Subtitles | مساعدتي وصديقتي المخلصة تشانذو الناجية من جنس المالموث |
Hayatta kalan bir avuç insan, devam etmesini ögrendi. | Open Subtitles | القلة الناجية هناك تعلمت أن تتحرك باستمرار |
Hayatta kalan martı yavruları için esas sıkıntı daha yeni başlıyor. | Open Subtitles | ،بالنسبة لفراخ الغلموت الناجية إنما بدأت المحنة ليس إلا |
Kıyametten sonra sağ kalan ayaktakımına göre yani. | Open Subtitles | بطريقة الفرقة الناجية البالية بعد نهاية العالم |
Efsanede ne söyleniyor? Atlas Okyanusu'nu aşıp, Amerika'nın öbür ucuna geçtiğini. Japonya'da canlı kurtulan tek kişi olduğunu. | Open Subtitles | يقولون أنكِ عبرتِ المحيط الأطلنطي إلى أمريكا، وأنتِ الناجية الوحيدة من اليابان |
Ama bunun dışındaki sürüklenme acımasız, öfkeli bir seri katilden kurtulan tek kişi olmak set üzerinde tam bir gerçek şov gibi görünecek. | Open Subtitles | لكن الزحف خارج هذا الناجية الوحيدة من القاتل المتسلسل الوحشي و الهائج خلال إعداد برنامج واقعي |
Bebe, Angel'ın ilgi çekici, çalıntı rolüyle, acımasız öfkeli bir seri katilden kurtulan tek kişi olarak her zamankinden daha ünlü biri oldu. | Open Subtitles | بيبي ستصبح مشهورة اكثر من ذي قبل الآن بعد أن سرقت دور أنجل المثير كونها الناجية الوحيدة للقاتل المجنون |
Yaşanılan korkunç saldırıdan kurtulan tek kişi olarak benim kaderim böyle bir trajedinin bir daha asla yaşanmamasına emin olmaktır. | Open Subtitles | بصفتي الناجية الوحيدة من هذا الهجوم المروع قدري هو أن أتأكد من أن هذه المأساة لن تصيبنا مجدداً |
Onun bütün bölüğü bir pusuda öldürüldü, ve tek kurtulan o oldu. | Open Subtitles | مجموعتها بأكملها قتلتْ في كمين وكانتْ هي الناجية الوحيدة |
İstendiği üzere kazazedeyi teslim etmek. | Open Subtitles | تسليم الناجية كما طُلِب مني |
İstediğin gibi kazazedeyi getirdim. | Open Subtitles | تسليم الناجية كما طلبتي |
Hayatta kalmayı başaran çok az sayıda insan bu gidişata ayak uydurabildi. | Open Subtitles | القلة الناجية هناك تعلمت أن تتحرك باستمرار |
Kazazede bilinçsiz görünüyor. | Open Subtitles | الناجية تبدو فاقدة الوعي. |
Ben Cennetin Perdesi'nin yaşayan bilinen tek hayatta kalmış üyesiyim. | Open Subtitles | أنا هي.. الناجية الوحيدة المعروفة في حادثة (هافينز فايل) |