ويكيبيديا

    "النادرة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • nadir
        
    • ender
        
    • nadide
        
    • nadiren
        
    • az
        
    • eşsiz
        
    • Rare
        
    Ve bu nadir vakalarda hukuki yaptırımlar uygulanacak olsa bile, mağdurların ceza davası sonuçlanana kadar hiçbir hakları yok. TED وحتى في تلك الحالات النادرة التي تختار فيها السلطات التدخل، لا يتمتع الضحايا بأي حق خلال الإجراءات الجزائية المترتبة.
    Adam 30 yıldır nadir bulunan çiçek işindeydi. Herhalde hala ilgisini koruyordur. Open Subtitles الرجل عمل بالزهور النادرة مدة 30 عاماً ،أعتقد أنها لم تفارق اهتمامه
    Bu, her şeyin ters gittiği o nadir anlardan biri Chuck. Open Subtitles هذه إحدى اللحظات النادرة عندما تكون الأشياء غير شرعية , تشاك
    Bizim için böylesi ender ve istenmeyen, normalde karşılaşılmayan durumlar, daha çok standart olaylar olur. TED بالنسةِ لنا، الحالات الهامشيّة هذه الحالات النادرة الغير محتملة الحدوث، تحدث بشكل اعتيادي.
    Fakat bu çok ender rastlanan durumlardan biri şöyle ki, burada ekonomik fayda da var. TED ولكن هذه واحده من الحالات العجيبة النادرة والتي فيها تكون ايضاً فائدة اقتصادية.
    Hadi, bakalım bu nadir orkide için közlerin üzerinde kimler yürüyebilecek. Open Subtitles لنرى من يستطيع السير على النار حتى زهرة الأوركيد النادرة تلك
    - Ne? - nadir bulunan kanlardan yeteri kadar yok. Open Subtitles ماذا لم يكن لدينا ابدا عدد كافى من النوعيات النادرة
    Bunun anlamı ise, nadir şeyler bile muhtemelen çok sayıda olabilir. Open Subtitles وهذا يعني أنه حتى الأشياء النادرة ربما تتواجد هناك بأعدادٍ كبيرة
    Simdi, nadir eserlerle dolu kutuphanemizi gezmeniz icin kisa bir ara veriyoruz. Open Subtitles كنوز مكتبتنا النادرة أتعرف ما الذي يعتبر كتابا نادرا في مكتبة مدرستي؟
    Mahkeme ile yüzleştikleri nadir durumlarda da tamamen beyaz yargıçlar tarafından serbest bırakılmaktalar. Open Subtitles وفي الحالات النادرة التي يواجهون فيها محاكمة، يُخلى سبيلهم بواسطة هيئة المحلفين البيضاء.
    Üçüncü sınıfa giden nadir kitaplardan hoşlanan biri sahte olduğunu anlardı. Open Subtitles طالب في الصف الثالث الذين يحبون الكتب النادرة يعرف بأنها وهمية.
    nadir elementlerin çıkarıcısı, yağ elde edicisi ve muhafazakâr politikanın şampiyonu. Open Subtitles ،مستخرج المعادن النادرة في الأرض مستخرج النفط ومناصر السياسات المقاومة للتغير
    Şehir üniversitesinde nadir virüsler konusunda uzman bir virolog var. Open Subtitles هناك عالم فيروسات في جامعة سيتي وهو محتص بالفيروسات النادرة
    Elimizde o nadir maymunlardan birini ele geçiremezsek bu hiçbir işe yaramaz. Open Subtitles إذا لم يكن بإمكاننا أن نحصل على واحد من هذه القرود النادرة
    En azından bu sol ve sağ kanatları birleştiren nadir unsurlardan biri. TED في الواقع، هذه واحدة من القضايا النادرة التي توحّد اليسار واليمين.
    Oyunun kurallarını değiştiren bu nadir şeyleri yaratmak için en azından beş mucizeyi başarmanız gerektiğine inanıyorum. TED وفي اعتقادي أن لخلق مغيرات اللعبة النادرة هذه يتطلب منك تمكنك فيما لا يقل عن خمسة معجزات.
    Ve ardından ender görülen kuşlar, algler ve garip su bitkileri hakkında konuşmaya devam etti. TED ثم أنطلق يُكمل حديثه عن .. بعض الطيور النادرة والعوالق .. والنباتات المائية الغريبة ..
    ender izin günlerini de patates ekerek geçirmişti. Open Subtitles وقضت ايام اجازاتها النادرة في إرهاق نفسها بحثاً عن الطعام
    Ama çok ender görülecek örneklerin üstünü örtüyor olabilirler. Open Subtitles لَكنَّهم قَدْ يُبنونَ على بعض الأحافير النادرة.
    Aceleci bir açıklama yapıyor. Sizin umutsuz durumunuzu açığa çıkaran, bu nadide kristaldi. Open Subtitles هذا إدعاء متهور ، هذه البلؤرة النادرة هى من كشفت المأساة البأسة التى حلت بك
    Yeni tanıştığım birisiyle üzerinde çalıştığım konunun seks olduğunu nadiren paylaşırım ve eğer muhabbeti hemen bitirmezlerse genelge oldukça ilgilerini çeker. TED ففي المناسبات النادرة التي أشارك فيها أحد معارفي الجدد حول دراستي للجنس، إن لم ينهوا المحادثة وقتئذٍ، سوف يكونون مفتونين عادة.
    Bu, hiç boş portrenin olmadığı çok az rastlanan bir durum. TED هذا واحد من الحالات النادرة حيث لا يوجد لدي صور فارغة.
    Atlas okyanusunun bu yosunlu bülümü aynı zamanda bu denizin yaşama alanını taklit eden eşsiz türleri bir araya getirmek için harika bir alan. TED فبحر الطحالب مكان رائع لتكتلات هذه الفصائل النادرة التي تطورت لتمثل البيئة الطحلبية الطبيعية
    2000'de Peter Ward ve Don Brownlee, Rare Earth fikrini ortaya attılar. TED اقترح كلا من (بيتر وارد) و(دون براونلي) عام 2000 فكرة الأرض النادرة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد