ويكيبيديا

    "النادر أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • nadiren
        
    • ender
        
    • çok nadir
        
    • çok nadirdir
        
    Artık yeni evinde kalıyordu bazen Bayan Shepherd'ın dua ettiğine rastlıyorum ama nadiren sakince ya da düşünceli bir şekilde ediyordu. Open Subtitles . إنها في المبنى الآن أحيانا ما ألمح السيّدة شيبرد وهي تدعي و من النادر أن تكون عمليّةً هادئة أو تأمّلية
    Ama o strateji sizi nadiren ileri götürür. TED لكن تلك الاستراتيجية من النادر أن تؤتي ثمارها
    nadiren, seans öncesi haftaları ve ayları hatırlamakta zorlanıyorlar. TED ومن النادر أن يعجز المرضى عن استرجاع ذكرياتهم من الأسابيع أو الأشهر الماضية.
    Kocası onu yalnız bıraktığı için, ender olarak mutlu ya da keyifliydi. Open Subtitles وتركت وحيدة بواسطة زوجها والذي كان من النادر أن يكون سعيد أو لدية حس فكاهي
    Hayır, hayır, ciddiyim. Gerçekten bir konusu olan şeylere ender rastlanıyor. Open Subtitles لا ، إننى أعنى ذلك ، من النادر أن تجد شيئاً يتحدث عن شئ
    İnsanların çömezliği bu kadar iyi taşıyabildiğini çok nadir görürüm. Open Subtitles من النادر أن أرى أشخاصًا يقضون سنتهم الأولى بشكل جيد
    Obur Yiyici avı için otuzuncu seviyenin altında savaşçıları seçmeleri çok nadirdir. Open Subtitles من النادر أن يتم أختيار محارب في مستوى الثلاثينيات لصيد الآكلة الشرهين
    Dürüstlük ve ince zeka çok nadiren bir bünyede bulunur. Open Subtitles الصدق و الذكاء من النادر أن يكونوا مع بعضهما
    İnsanlar nadiren, öğretmenlerin çelik gibi sinirleri olduğunu söyler ve bunun bir sebebi vardır. Open Subtitles من النادر أن تسمع شخص يقول بأن لدى الأستاذ أعصاب من الفولاذ وهنالك سبب لهذا
    İnsan anlayışlı birisiyle nadiren karşılaşıyor. Open Subtitles كم من النادر أن يقابل الشخص روحاً مماثلة
    Olaylar nadiren "Depo" diye bağırır. Genelde sadece fısıldarlar: Open Subtitles من النادر أن تتعلق الأشياء بعملنا مباشرةً و في الغالب تهمس
    Böyle yerlere nadiren geliyoruz, çok eğlenceli değil mi? Open Subtitles من النادر أن نأتي لأماكن كهذه ؟ مكان جميل أليس كذلك؟
    Bu acemilerin yaptıkları nadiren anlamlıdır. Open Subtitles من النادر أن يقوم أولئك الحمقى بفعل شيء منطقي
    Sevip, öldürmek istemediğin bir kardeşe sahip olmak ender bir şey. Open Subtitles وأنه من النادر أن يكون لها أخ ان تحب ولا يريدون قتلي.
    Sevip, öldürmek istemediğin bir kardeşe sahip olmak ender bir şey. Open Subtitles وأنه من النادر أن يكون لها أخ ان تحب ولا يريدون قتلي.
    Bildiklerim ve kanıtlayabileceklerim çok ender birbiriyle örtüşür. Open Subtitles ما أعرفه وما أستطيع إثباته من النادر أن يجتمعان معاً
    Şehrin göbeğinde nilüfer yetişmesi çok ender görülür. Open Subtitles من النادر أن أرى زهرة اللوتس تنمو هنا في وسط المدينة
    Liv, yemek yiyorum ve o ödüyor. Bunun çok nadir olduğunu biliyor musun? Open Subtitles لف، أنا آكل، وهو من سيدفع أتعرفين كم من النادر أن يحدث هذا؟
    Ancak orada kaldım, çünkü çok nadir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım, başarı ve ustalık arasındaki o farka. TED و لكني بقيت لأنني أدركت بأنني كنت أشهد ما هو من النادر أن يلمح، الاختلاف بين النجاح و التفوق.
    Yanında kısa, şişman bir adam ve onun minik penisi olmadan bunu görmek çok nadirdir. Open Subtitles من النادر أن تشاهدوا واحدة بدون الرجل القصير والسمين يقف بجانبها بزر قضيبه.
    Böyle birlikte oturduğumuz çok nadirdir. Open Subtitles إنه لمن النادر أن نجلس سويًا هكذا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد