Bunun insanları bilgilendirmemekle alakası yok. Bu, insanları hayatta tutmakla alakalı. | Open Subtitles | ليست مسألة إبقاء الناس بالظلام، بل إنها مسألة إبقاء الناس أحياء. |
Buradaki insanları hayatta tutan tek şey o kristal. | Open Subtitles | هذه الكريستاله هى الشىء الوحيد .الذى يجعل هةلاء الناس أحياء |
Burada tüm yaptıkları, insanları hayatta tutmaya çalışmak... | Open Subtitles | كل ما يفعلون بالداخل هو محاوله جعل الناس أحياء |
İnsanları canlı canlı gömdük, kafalarını kopardık insanların korkulu bakışları altında canlı canlı yaktık. | Open Subtitles | قمنا بدفن الناس أحياء, وقطعنا رؤوسهم وحرقناهم فى الساحات العامة |
Tapınma ve insanları canlı yakma kısmına gelinceye kadar. | Open Subtitles | حتى الوصول إلى أجزاء السجود وحرق الناس أحياء |
henüz bozulmamış, ama küçük çocuklara tecavüz bozukluğu, ve insanları canlı canlı yakma bozukluğu... bence gerçek şeytan pisliği. | Open Subtitles | إلاّ انه ينقلب إلى شىء ليس فقط فاسدا ولكنه فساد من نوعية إغتصاب الأطفال وحرق الناس أحياء |
Dinle, buradaki insanları hayatta tutma görevimiz var. | Open Subtitles | انصت ، واجبناهو الحفاظ على هؤلاء الناس أحياء. |
Bu insanları hayatta tutmaya çalıştığımı biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعرف . أحاول الحفاظ على هؤلاء الناس أحياء |
İşim insanları hayatta tutmaktı. | Open Subtitles | عملي كان أن أبقي الناس أحياء |
İşim insanları hayatta tutmaktı. | Open Subtitles | عملي هو أن أبقي الناس أحياء |
İnsanları canlı canlı yemek mi? | Open Subtitles | أكل الناس أحياء |
insanları canlı gömüyor. | Open Subtitles | يقوم بدفن الناس أحياء |
İnsanları canlı canlı yakarak mı? | Open Subtitles | بحرق الناس أحياء ؟ |