Önümüzdeki Ocak ayı geldiğinde ve insanlar daha fazla tasarruf yaparlarsa daha az harcamaları gerekecek ve bu sancılı bir durumdur. | TED | يأتي يناير القادم وقد يشعر الناس أنهم إذا ادخروا أكثر يجب أن ينفقوا أقل وذلك مؤلم. |
Hatta, insanlar bana artık sivrisinekler tarafından ısırılmaktan hoşlandıklarını söylüyorlar. | TED | فى الواقع، أخبرنى الناس أنهم الآن سوف يستمتعون بأنهم يلدغون من قِبل البعوض. |
Bu basit fikir usul adaletidir ve bu kavrama göre eğer insanlar, onlara adil, saygılı, onuruna yakışır davranıldığını hissederlerse hukuka uyarlar. | TED | حسناً، هذه الفكرة البسيطة هي العدالة الإجرائية وهي مفهوم يقول أنه إذا لمس الناس أنهم يُعاملون بإنصاف وبكرامة وباحترام، فإنهم سيطيعون القانون. |
Bundan ancak siyasette çıkarcılık yapan politikacılara tahammül etmeyeceğimizi insanlara gösterip, onların sorumlu davranmalarını sağlayarak kurtulabiliriz. | TED | ويمكننا أن نفقد ذلك بذات الفكرة النبيلة و هي جعل الناس مسؤولين بإظهار الناس أنهم لن يتسامحوا بشأن الانتهازية السياسية |
Ben kostümümün insanlara... bazen yalnızlık hissetseler de vazgeçmemeleri mesajını versin isterim. | Open Subtitles | أريد للزي الخاص بي أن يخبر الناس أنهم لا يجب أبداً أن ييأسوا ، مهما شعروا أنهم وحدهم أحياناً |
İnsanlar ona direnmediklerini sandıkları halde direnirler. | Open Subtitles | يظن الناس أنهم لا يقاوموها و لكنهم يفعلون ذلك |
İnsanlar her şeyi bildiklerini zannediyor. Ama hiç bir şey bilmiyorlar. | Open Subtitles | يعتقد الناس أنهم يعرفون كل شيء لكنهم لا يعرفون شيئاً |
Demek istediğim... insanlar sonsuza dek... yaşayacaklarını sanırlar, her zaman geleceği düşünürler, ama bu saçmalık. | Open Subtitles | يعتقد الناس أنهم خالدون, وأن الغد سيأتي دائما ً. هذه ترهات. |
Bazen insanlar düşünür Birbirleri hakkında ne hissettiklerini bildiklerini sanırlar ama bilmezler Ta ki.... | Open Subtitles | في بعض الاحيان يعتقد الناس أنهم يعرفون مشاعرهم تجاة بعضهم |
Böylece insanlar eğer bahçeme adım atarlarsa, tek bir çıkış olduğunu bilecekler... ceset torbasında... köpeğin yaptığı yaralarla. | Open Subtitles | لذا سيعرف الناس أنهم إذا دخلوا إلى حديقتي يوجد هنالك طريق واحد للخروج في كيس الجسم من إصابات الكلب |
Aynı şey. İnsanlar ölüm olduğu için yaşamanın farkındalar. | Open Subtitles | نفس الشيء, يدركون الناس أنهم أحياء لعلمهم أن هناك موت |
insanlar, bir gün öleceklerinin farkinda olmali. | Open Subtitles | يجب أن يعلم الناس أنهم جميعاً سوف يموتون يوماً ما |
Böylece insanlara broşür dağıtarak onların ölüden daha iyi olduklarını söylersin. | Open Subtitles | لتسلمي الكرّاسات وتخبري الناس أنهم أفضل حالاً بعد الموت |
Tekrar arkadaş olup, tüm bu insanlara ne kadar yanıldıklarını göstermeyi umuyordum. | Open Subtitles | .. كنت آمل أن نعود أصدقاء مرة أخرى ونثبت لأولئك الناس أنهم مخطئين |
Dışarıda yemek yemek ve insanlara iğrenç olduklarını söylemek. | Open Subtitles | الأكل في الخارج، وإخبار الناس أنهم مقززين |