Bu çok önemli mücadelede başarılar elde ediliyor. | TED | وتلك النجاحات يتم تحقيقها في هذه المعركة المهمة جدا. |
Bunlar bana nasıl başarabilecğeimi söyleyen başarılar. | TED | تخبرني هذه النجاحات كيف أستطيع القيام بذلك. |
Başarıları onların yerine konuşuyor zaten,... ..ama arada bir elde edilen başarılar süregelen bir kötü yönetimi affettirmeye yetmez. | Open Subtitles | هذه الإنجازات يستوحى منها مايتحدث عن نفسه ولكن النجاحات المتقطعة لايمكنها أن تعذرهم عن إستمرار سوء السلوك |
Mükemmelliği tırmanıyormuş gibi hayal ettiğimiz bir başarı dağı gibi düşünebilirsiniz. | TED | ويمكنكم التفكير بها كجبل من النجاحات الكمالية تقودنا لأن نتخيل أنفسنا نرتقي |
Travmatik beyin hasarlı hastalarda muazzam bir başarı elde etti. | Open Subtitles | وله الكثير من النجاحات مع مرضى بحالات دماغية |
Ve bence bu projenin taklit edilmesi de başka bir başarı | TED | انا اعتقد ان احد النجاحات المضاهي |
Yakın zamanda elde ettiğiniz başarılar için sizi tebrik ederim. | Open Subtitles | أريد أن أهنئكم على الخاص العديد من النجاحات الأخيرة. |
Dört özel bölgeden sonra, aynı anlamda açık olan, ve insanların tercih edebilecekleri, sundukları avantajlar nedeniyle akın ettikleri bu yerlerde neticede başarılar gösteren 14 kıyı şehri oluştu. | TED | بعد أربع مناطق خاصة ، كان هناك 14 موقع ساحلي ، والتي فتحت لنفس الغرض. وفي نهاية المطاف أثبتت النجاحات في هذه الأماكن التي يستطيع الناس فيها الانخراط ، نظرا للمزايا التي عرضت عليهم. |
WikiLeaks manşetlere çıkmadan önce de küçük çaplı başarılar elde edilmişti. | Open Subtitles | قبل "ويكيليكس" كان هُناك، الصفحة الأولي فى الجرائد. لقد كان هُناك بعض النجاحات الصغيرة. |
Bu yolda bazı önemli başarılar elde ettik. | TED | وحققنا بعض النجاحات الهامة. |
Bu yüzden şu ana kadarki en büyük başarılar düz ya da içi boş yapılarla elde edildi- bu yüzden araştırmacılar kan damarlarını biyobaskılanmış dokuyla birleştirecek yollar geliştirmekle meşgul. | TED | وهذا يفسّـر أن النجاحات الكبرى حتى الآن تكون من خلال طباعة الهياكل مستوية السطح أو الهياكل الجــوفــاء... وهو ما دفع البـاحثين إلى العمل على تطوير الأســالـيب لدمـج أوعية دموية في الأنسجة المطبوعـة. |
Bu sistemi seviyorum çünkü bana ve milyonlarca insana başarı ve fırsatlar sağlıyor. | TED | إنه نظام أحبه بسبب النجاحات والفرص التي أتاحها لي ولملايين آخرين . |
Veya günde 20 sigara içip çok uzun yaşayabiliriz, işte bu tür belirsizliker bazen stratejilerimizin ne kadar iyi olduğunu anlamamızı zorlaştırabiliyor, özellikle de çok başarı elde ettiğimiz zaman. | TED | ويمكن أن ندخّن عشرين سيجارة في اليوم ونعيش حتى نشيخ. وهذا النوع من الغموض يمكن أن يصعّب علينا معرفة مدى جودة استراتيجيّاتنا، أحياناً، وخاصة عندما نعيش العديد من النجاحات. |
bazı yerlerde ya da diğerinde o kadar çok başarı gördüğümüz halde... | Open Subtitles | فى مكان أو آخر.. ورغم كل النجاحات |
Açıkçası, Today Show uzun süreli bir başarı rekoruna sahiptir, fakat aynı zamanda başarılı olduğumuz bu bölgeden çıkarak mümkün olduğunca güncel kalmaya çalışıyoruz ve şovumuzda senin sahip olduğun o cıvıl cıvıl enerjiyi istiyoruz. | Open Subtitles | من الواضح للعيات ، أن لدينا سجل حافل من النجاحات... . فى البرنامج اليومى ، لكننا نتطلع للأستمرار على هذا... |
Çok başarı elde ettik. | TED | حققنا العديد من النجاحات. |
(Gülüşmeler) Çok şeyler başardık ve müthiş bir başarı idi. | TED | (ضحك) وقد قمنا بالعديد من الانجازات وحققنا العديد من النجاحات الكبيرة |