Bizim neslin büyük ihtimalle en büyük iki keşfi internet ve cep telefonlarıdır. | TED | الاختراعان الاكثر احتمالا انهما اكبر اثنان في جيلنا هما الانترنت و الهاتف النقال |
Konuşmanın tam ortasında Wi-Fi'dan cep telefonu şebekesine geçiş yaptı. | TED | لقد انتقلت المكالمة الى برج الهاتف النقال في منتصف المكالمة |
Gerçekten. Yani her şey değişiyor. Yeni bir icat çağına girdik, cep telefonlarınızın bilgisayarlarınıza dönüştüğü, istediğiniz şekilde değiştirebileceğiniz. | TED | اذا الجميع يتغير. دخلنا في عالم جديد من الابتكارات,حيث اصبح الهاتف النقال هو حاسبك المحمول مخصص بالطريقة التي تريدها. |
Eğer cep telefonum bozulmasaydı ona göndermek için fotoğraf çekebilirdim. | Open Subtitles | إذا لم يحطم هاتفي النقال سألتقط صورة لترسل إليه مباشرة |
Mağaralarımızda ateşin başında oturmuş cep telefonunun icat edilmesini bekliyorduk. | Open Subtitles | كنا نجلس حول النيران فى كهوفنا منتظرين اختراع الهاتف النقال |
cep telefonu da öyle. Kurtarma programı çalıştırdım ama ikisi de tertemiz. | Open Subtitles | وهاتفه النقال أيضاً، شغّلت برنامج إستعادة لكن قد تمّ مسح جميع محتوياتهما. |
cep telefonunun izini sürüyoruz ve katilin yanında götürmüş olması muhtemel. | Open Subtitles | لكننا نتتبع هاتفها النقال فمن المحتمل أن القاتل أخذه معه التالي |
Bu cep telefonu... ...Doğu Kongo'da ki madenlerin... ...elle çıkartılmasını tetikledi. Bu maden silahlı gangsterler tarafından... | TED | هذا الهاتف النقال بدأ مسيرته في منجم حِرفي في شرق الكونغو |
Öbürü cep telefonunu çıkarıp 911'i arıyor. | TED | الرجل الآخر التقط هاتفه النقال واتصل بـ 911. |
Port-au-Prince'ın tüm sokaklarında cep telefonu şarj eden istasyonlar sunan girişimciler türemişti. | TED | على جانبي الشارع على طول بورت او برنس، ظهر صغار اصحاب الاعمال يعرضون محطات شحن الهاتف النقال. |
İşte bu yüzden cebinizdeki cep telefonu 70'lerin süperbilgisayarından kelimenin tam anlamıyla milyon kat daha ucuz ve bin kat daha hızlı. | TED | ولهذا فإن الهاتف النقال الموجود في جيبك هو حرفياً أرخص مليون مرة وأسرع ألف مرة من الكمبيوتر العملاق في السبعينات. |
Örneğin, şu an kaçınızın üzerinde hala cep telefonu var? | TED | من منكم مثلًا يحمل هاتفه النقال في هذه اللحظة؟ |
Artan bir nüfusumuz var ve herkes cep telefonunu seviyor, özellikle burada bu durumda. | TED | لدينا كثافة سكانية متزايدة و كلنا يحب هاتفه النقال خاصة في هذا الموقف |
Geçen sene itibariyle altı milyar cep telefonu kullanıcısı bulunuyor. | TED | هنالك ستة مليار اشتراك للهاتف النقال من السنة الماضية |
Oradayken hiç cep telefonu kullanmadım. | TED | لم أكن قط بحاجة لاستعمال الهاتف النقال هناك. |
Gerçek zamanlı olarak cep telefonunda işletiliyor ve elbette başlı başına harika, cep telefonlarının saniyede milyarlarca ve trilyonlarca işlemi yapabiliyor olması. | TED | تعمل بالزمن الحقيقي على الهاتف المحمول، و هذا، بالطبع، أمر رائع بحد ذاته، الهاتف النقال يستطيع القيام بمليارات بل ترليونات العمليات بالثانية. |
Bu para doğrudan annesinin cep telefonuna gitti, herhangi bir aracı olmaksızın. | TED | والتي ذهبت مباشرة إلى هاتف والدتها النقال دون المرور بوسيط. |
Onu cep telefonundan arayamazdım çünkü 1991 yılıydı ve uzaylılar bize hala o teknolojiyi vermemişlerdi. | TED | ولا استطيع طلبها عن طريق هاتفها النقال لأننا كنا في 1991 ولم تعطنا المخلوقات الفضائية تلك التقنية بعد |
Ayrıca, net şekilde gördüğümüz asıl heyecan verici yenilik, aynen laptop ya da cep telefonunuzu şarj etmek gibi olan evde yakıt ikmalidir. | TED | ولكن الرؤية المثيرة لدينا هى اننا نرى إعادة الشحن في المنزل مثل إعادة شحن حاسبك المحمول أو هاتفك النقال |
Bir mobil telefon ile, Suriye'de insanlık karşıtı bir rejime müdahale edebilirsiniz. | TED | وبهاتفك النقال ، بإمكانك التقاط صورةٍ لجريمةٍ ضد الإنسانية في سوريا. |
Dr. Paul Faulkner'ın cebi. Bip sesinden sonra mesajınızı bırakın. | Open Subtitles | مرحبا, هذا عاتف دكتور فولكنر النقال أترك رسالتك بعد الصافرة |