"الواضح انه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• belli ki
• - Belli
• Açıkçası
• olduğu belli
• Görünüşe göre
• çok açık
• olduğu bariz
• apaçık ortada

Her ne hakkında konuşuyorsan belli ki hiç fikrin yok.
من الواضح انه ليس لديكى أى فكره عن ماتتحدثين عنه

Ve belli ki profilini bu kadar sık seçeceklerini düşünmüyordu.
ومن الواضح انه لم يعتقد انهم سيختارون ملفه على الاغلب

- belli ki bir tuzak. - Ya da muhtemelen bir sınav.
من الواضح انه فخ أو محتمل جداً إنه إختبار

Açıkçası sadece benim için iyi roller yazar.
من الواضح انه يكتب الادوار الجيدة لي فقط

İyi bir çocuk olabilirmiş bile. Zeki bir çocuk olduğu belli. Ama...
ربما كان سيصبح ولد جيد من الواضح انه ذكي

Bilmiyorum, Sana kötü bir şey olduğunu sandım, ama.... ....Görünüşe göre bana kötü bir şey olmuş.
لا اعرف ، ظننت ان شيئا ما قد حدث لك .. ولكن من الواضح انه حدث لي ..

Kanımca bu devasa problemin çözümlerinde başlarda olduğumuz çok açık.
اذا اعتقد انه من الواضح انه يوجد لدينا بداية حل لهذه المشكلة الهائلة

Yanlış numara olduğu bariz değil mi? Ne sanıyorsun ki?
من الواضح انه كان رقما خاطئا ماذا كنتِ تفكّرين ؟

Kocamı sorumlu olarak bırakmıştım ama büyük bir hata olduğu apaçık ortada.
وتركت المسؤولية لزوجي وكان من الواضح انه خطأ كبير

Önce onu başımdan savmıştım ama belli ki zeki biri.
انا نبذته في بادئ الامر لكن من الواضح انه ذكي

belli ki bizi atlatmaya çalışıyor. Muhtemelen şehirde bir yerde saklanıyordur.
من الواضح انه يحاول ان يُضللنا ربما هو مختبئ هنا فى المدينة

Hayır, ama amca partiden sonra farklı bir kravatla ortaya çıktığına göre belli ki onu bir nedenle değiştirdi.
اوه ,لا,لا,ولكن حينما ظهر العم بعد الحفلة مرتديا كرافتة مختلفة فمن الواضح انه غيرها لسبب ما

- Belli olan şu ki en iyi arkadaşın seni karanlıkta bırakmış.
حسنا من الواضح انه خرق ومن الواضح ان افضل صديقاتك جعلتك في الظلام

- belli ki aynı paketle bir hediye daha varmış.
؟ من الواضح انه كان هناك هديتان بتغليف متشابه

Şimdi Açıkçası seni bırakıp beni ihbar etmene izin veremem... .. ve iki milyon kulağa bir milyondan daha güzel geliyor!
والان , من الواضح انه لا يمكنني ان اتركك تذهب وتبلغ عني و مليونان لديها اصوات الطف من مليون واحد

İçinde hâlâ memnun etmek istediği psikopat bir cazibe olduğu belli.
من الواضح انه تسبب فى افتنان لا يزال يحاول ارضائه

Hâlâ Vincent ile sorunlarım olduğu belli.
ومن الواضح انه مازالت لدىَ مسائل عالقة مع فنسنت

Görünüşe göre eğitilmesi imkansız, imansız ve yalancı birisin.
من الواضح انه يصعب تثقيفك، منافقة، وكاذبة

Görünüşe göre, öldüğünü düşündüğümüz bir dostumuzla tanışmış.
من الواضح انه التقى بشخص كنا نعتقد أنه ميت

Çünkü onu sevmiyorum ve onun da beni sevmediği çok açık.
لأننى لا أحبة ومن الواضح انه لا يحبنى أيضاً

Çok polis tanıdığı olduğu bariz.
من الواضح انه يعرف الكثير من رجال الشرطة

Onun, hepinize büyü yaptığı apaçık ortada!
انه من الواضح انه رتب هذا الذي يحصل لكم!