ويكيبيديا

    "الوحيد له" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tek
        
    Oradan geçmenin tek yolu, çok dar bir koridor. Open Subtitles الطريق الوحيد له عبر ذلك المدخل الطويل الضيق
    45 metre boyunca her ağaçta tuzak telleri var. Buraya çıkan tek yol bu. Open Subtitles الأشجار متباعدة بمسافة 50 ياردة هذا الطريق الوحيد له
    Ama sara hastalığı için tek tedavi, ilaç alımı. Open Subtitles لكن من اجل مرض الصرع العلاج الوحيد له هو الطب
    O zaman, onun işini kurtarabilmenin tek yolu bilmediğini ve kasıtlı olmadığını kanıtlamak. Open Subtitles السبيل الوحيد له للحفاظ على ممتلكاته هو إن إستطعتِ إثبات إفتقاره للمعرفة وعدم وجود النية
    Dış dünyayla tek konuşma yolu biz olmalıyız... Open Subtitles السبيل الوحيد له للتحدث إلى وسوف يكون من خلال العالم الخارجي...
    Bu mümkün değil. Ziyaretine gelen tek kişi benim. Open Subtitles لا يمكن هذا أنا الزائر الوحيد له
    Konsol tek bağlantımız. Open Subtitles أن وحدة التحكم هي صلتنا الوحيد له.
    Elliot, şeker hastası olduğu için, tatlı yemesi için tek fırsatı bu. Open Subtitles (إليوت)، بمرضه السكريّ.. فإن هذا هو الوقت الوحيد له ليأكل السكريّات.. !
    Ve tek sahibi sen misin? Open Subtitles هل أنت المالك الوحيد له ؟
    O odaya geri dönmeliyim ama Skinner elimdeki tek anahtarı aldı. Open Subtitles يجب عليّ أن أعود إلى ذلك الفصل لكنّ (سكينر) أخذ ! المفتاح الوحيد له
    Geriye tek ben kalmıştım. Open Subtitles كنت المتبقي الوحيد له
    Dans etmek onun için tek önemli şeydi. Open Subtitles كان الرقص المهم الوحيد له.
    Jeffrey'in erkek akrabalarından birinin DNA'sı onun tırnaklarında bulundu, ...ve siz de onu üniversitede ziyaret eden tek erkek akrabasısınız. Open Subtitles وجدوا حمضًا نوويًّا من قريب ذكر لـ(جيفري) تحت أظافر (داني)، وأنتَ الذّكر القريب الوحيد له الذي زار الجامعة لذا، متى إلتقيتَ بها؟
    - Açıldığına dair tek kayıt... Open Subtitles -الذكر الوحيد له هو كونه قد فُتح ...
    Ona yakın olan bir tek Lex vardı. Open Subtitles (ليكس) كان القريب الوحيد له
    Çünkü ateş, onun tek ve en iyi arkadaşıymış fakat yaşadığı kazadan sonra, ateşe saygı duymayı öğrenmiş, Murph çünkü ateş, güzel gözükse de, çok etkiliymiş, gördüğün gibi. Open Subtitles كانت الصديق الوحيد له ...وأعز أصدقاؤه ، ولكن بعد أن تعرّضت لحادث ...(تعلـّم أن يحترم النار، (ميرف ، لأن النار بالرغم من جمالها ...فإنـّها تلتهم أيضاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد