Bu doğru zaman. Burası doğru yer. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الصحيح هذا هو المكان الصحيح |
"doğru zaman gelince" onun gibi biriyle karşılaşmayacağım çünkü öyle biri yok. | Open Subtitles | وانا لست غبي ,لأتمنى يوما ما في يوما ما واحده مثلها في الوقت الصحيح,لأني أريد أحبها,فهمت؟ |
Şey, eğer doğru zamanı bulursak umarım oturmama izin verirsin. | Open Subtitles | حَسناً، اذا وصلنا فى الوقت الصحيح اتمنى ان تتركنى ارتاح. |
Sadece doğru zamanı bekliyordum ve burada işlerden dolayı tıkılı kaldım. | Open Subtitles | ولكنى كنت انتظر الوقت الصحيح وانا بالفعل واقع هنا فى العمل |
Bir bakıma, Doğru zamanda doğru fikirdi. | TED | فقد كانت هذه الفكرة الصحيحة في الوقت الصحيح |
Ben sadece doğru zaman mı diye düşünüyordum? | Open Subtitles | اتسأل إن كان هذا الوقت الصحيح بالطبع انه الوقت المناسب |
Asla doğru zaman yoktur. | Open Subtitles | هو أبداً ليس الوقت الصحيح أني أرى النساء هنا طوال اليوم |
Bunu söylemek için doğru zaman olmayabilir ama tüm bu Cosby şeyi için oylama mı yapsak? | Open Subtitles | هذا ربما لا يكون الوقت الصحيح لقول هذا لكن هل يتعين ان نصوت بخصوص عرض كوسبي هذا ؟ |
Sonra da, doğru zaman geldiğinde, işinden, teslimatçı olmasından faydalanıp karının etrafında dolaşmasını sağladın. | Open Subtitles | وبعدها عندما حان الوقت الصحيح استغليت عملة كرجل توصيل لوضعه على مرآى ايمي |
Bence şu an geleceğimi ve ne istediğimi düşünmeye başlamak için doğru zaman. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الوقت الصحيح الذي أحتاج فيه أن أفكر بمستقبلي . و ماذا أريد حقاً |
biliyorum doğru zaman değil... dün gece neler olduğunu gördün | Open Subtitles | أعرف أن هذا لايبدو مثل الوقت الصحيح... رأيت ماحدث الليلة الماضية. |
Ona söylemek için en doğru zamanı seçmeliyim. | Open Subtitles | أنا فقط يَجِبُ أَنْ أَلتقطَ الوقت الصحيح لإخْبارها. |
Sana bunu söylemek için, doğru zamanı bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت احاول ان اجد الوقت الصحيح لاخبارك بهذا |
Sana bunu söylemek için, doğru zamanı bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت احاول ان اجد الوقت الصحيح لاخبارك بهذا |
- doğru zamanı beklerdi. - Kastettiğimi bu değildi. | Open Subtitles | ينتظر الوقت الصحيح هذا ليس ما اعنيه |
Onlara Doğru zamanda doğru ilacı almak gibi basit bir işi yapmak için gizlice yardım eden bir teknoloji bu. | TED | إنها تكنولوجيا خفية تساعدهم على أداء هذه العملية البسيطة لأخذ الدواء الصحيح في الوقت الصحيح. |
En iyisi eşikte bekleyip Doğru zamanda içeri girmek olacak sanırım. | Open Subtitles | ينبغي أن أظل بـ الخارج في الشرفة و أذهب الي الداخل حينما حين الوقت الصحيح |
Dünyadaki tüm konuşmalar, ...Doğru zamanda doğru ışığı kapatırsanız, aynı etkiyi yaratmaz. | Open Subtitles | كل محادثات العالم لن يكون لها نفس التأثير , كإطفاء الضوء الصحيح فى الوقت الصحيح |
Yılın doğru zamanında 6 ila 9 ay arasında. | TED | أو بوجه أدق من ستة إلى تسعة أشهر في الوقت الصحيح من السنة |
Bense bunun için uygun zaman olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | لكنني فقط لا أعتقد أن هذا هو الوقت الصحيح لذلك، أنتِ تعرفين؟ |
Bu sefer vaktinde geldim, değil mi? | Open Subtitles | هذا الوقت الصحيح اليس كذلك؟ |