Bak. Seni buraya kadar takip etmedilerse biraz vaktin var demektir. | Open Subtitles | انظري، طالما أنهم لم يتبعونك الى هنا إذاً لديك بعض الوقت |
Seni de buraya kadar boşuna yorduğum için özür dilerim. | Open Subtitles | انني اشعر بالفظاعة بجعلك تحضرين الى هنا من دون فائدة |
burada işim biter bitmez işi sana vermesini söyleyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | سوف ياتى الى هنا وسوف اخبره ان يعطيك عملِي القديمِ، حسناً؟ |
- Hiçbir şey göremiyorum. - Buraya gel ve tut. | Open Subtitles | انا بالكاد لا ارى اى شئ تعالى الى هنا واعصرى |
Evlere servis yapmıyorum ben. Kaldır kıçını da buraya gel. | Open Subtitles | أنا لا أتعامل مع التفاهات أحضري مؤخرتك الملعونة الى هنا |
beni buraya niye getirdiğiniz konusunda... hâlâ birşey anlamadığım halde. | Open Subtitles | رغم أنني ما زلت لا أعرف لم أحضرتني الى هنا |
buraya kadar tüm yolu teptiyse kendini oldukça kötü hissediyor olmalı. | Open Subtitles | يبدو أنه شيء سيء اذا قطع كل هذا الطريق الى هنا |
Durumu bildirip buraya kadar takip ettim. - Teşekkürler çavuş. | Open Subtitles | اتصلت وبلغت عن الأمر و تمكنت من ملاحقته الى هنا |
İyiymiş. Peki bunu söylemek için buraya kadar mı geldin? | Open Subtitles | حسناً,هذا لطيف,ولكن لمَ قدت طوال الطريق الى هنا لتقول ذلك؟ |
1942 Mart'ının sonlarına doğru büyük miktarda Yahudi grupları burada toplanmış. | Open Subtitles | عند اقتراب نهاية مارس 1942 تم اقتياد مجموعات يهودية الى هنا |
Eğer bu gece burada gelip, yanıldığımı kanıtlayacak bir kadın varsa, çenemi kapatacağım ve ona 500 dolar ödeyeceğim. | Open Subtitles | اذا كان هنالك امرأة هنا الليلة تستطيع الصعود الى هنا, وتثبت اني مخطئ سأغلق فمي وادفع لها خمسمائة دولار |
Onlar burada olmazdı ve biz eve milyoner olarak dönerdik. Saçmalık. | Open Subtitles | هم سيأتوا الى هنا لأنقاذنا ونحن سنكون في طريقنا للبيت، مليونيرات. |
- Buraya oyun oynamaya gelmedim. - Adamımı ele vereceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | انا لم اتي الى هنا لكي العب معك اتظنني سافشي عن رجلي؟ |
- Buraya gelmeni, ondan hoşlanmanı istemiyorum. - Tartışmak istemiyorum, Bayan Wynand. | Open Subtitles | لا أريدك أن تأتى الى هنا لأو تعجب به أنا لا أيد مناقشة هذا ، سيدة ويناند |
buraya gel ve oturduğun yere nasıl gidilebileceğini tarif et. | Open Subtitles | اتى الى هنا و سال مباشرة عنك و اين تعيش. |
beni buraya getirmek için sizi kullandı, böylece artık tesise saldırabilecek. | Open Subtitles | لقد خدعك لتحظرني الى هنا و بذلك يمكنه مهاجمة هذه النشأة |
buraya bir yıl önce taşındım. Daha önce Londra'daydım ama sıkıldım oradan. | Open Subtitles | لقد انتقلت الى هنا منذ عام , كنت فى لندن قبل هذا. |
Steyşın vagonu güzel karım aldığı için buraya yürüyerek geldim. | Open Subtitles | لقد مشيت الى هنا الليله زوجتى العزيزه اخذت السياره الواجون |
Amcanιzιn sürüsünü ta Teksas'tan buraya getirdi. | Open Subtitles | هو من احضرقطيع خالك طوال الطريق من تكساس الى هنا |
Bu yüzden, siz dayak yediniz ve buraya mı kaçtınız? | Open Subtitles | اذا ً فقد ظربكم و هلعتوا بالهرب الى هنا ؟ |
Çok önemli bir durum olmalı Seni buraya getirtmesi için. | Open Subtitles | لابد ان تكون دعوة ملحة التي اتت بك الى هنا |
- Squints! - Tabi ki, Oraya geldiğimde neler olacağını bilseydim, | Open Subtitles | بالطبع, لو كنت أعلم ما سيحدث لى عندما جئت الى هنا |
Bakın köpek kulübemize emekleyerek kim geldi. Dr. Frasier Crane. | Open Subtitles | انظروا من زحف الى هنا للتو انه الدكتور فريزر كرين |
Kaltak, sen onları buraya getirdin,.. ...ben de senin yüzünü yakacağım. | Open Subtitles | ايتها الساقطة , لقد جئتي بهم الى هنا ساقوم بحرق وجهك |
Şimdide komşular annenle babanı tartışmak için buraya gelmek istiyorlar. | Open Subtitles | والآن الجيران يريدون المجىء الى هنا الليلة لمناقشة أمر والديك |
Umuyorum ki, şunu asla unutmazsınız: Bu sabah buraya gelmenizden öğle arası vermemize kadar geçen süre Birleşik Devletler'de | TED | اتمنى ان لاتنسوا جميعا شيئ واحد ما بين الوقت الذي وصلتم فيه الى هنا ووقت استراحة الغداء تحدث اربعة جرائم قتل |