DH: Tanrım. Richard, lütfen önümde dur. | TED | دان هولزمان : ياإلهي .. ريتشارد .. قف امامي من فضلك |
DH: Evet, lütfen önümde dur. | TED | .وهذه حقيقة دان هولزمان : من فضلك قف امامي .. احمني |
önümde parlak bir gelecek olduğundan emin olabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانكِ أن تتأكدي بأن لدي مستقبل باهر امامي |
Görev başında değilim, o yüzden lütfen... karşımda uyuşturucu kullanırken kendinizi tuhaf hissetmeyin. | Open Subtitles | جميعاً انتيهوا انا خارج الوظيفه لذا رجاء لا تقلقوا من تعاطي المخدرات امامي |
Altı yıl önce karşımda durup da bu kahrolası projeyi başlatmam için bana yalvaran adam değil misin sen? | Open Subtitles | ألست انت نفس الشخص الذي وقف امامي قبل 6 سنين مضت و ترجيتني ان اجعل هذا المشروع يبدأ ؟ |
önüme bütün beşerin sonu geldi çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. | Open Subtitles | نهاية كل بشر قد اتت امامي لان الارض امتلات ظلما منهم |
Ask gözümü kör etmisti... gözümün önünde olup biteni göremiyordum. | Open Subtitles | بالنظر للخلف لقد كنت اعمى بالحب لم اكن ارى المشكلة الكبيرة التي امامي |
Harita yardımıyla Tangka'yı bulursa anneme payını vereceğine dair benim önümde söz verdirtti. | Open Subtitles | جعلته يعد امامي اذا ان هذه الخريطة سوف تساعده فى تحديد التانجا سوف احصل على نصيبها |
Başka adamlarla beraber olduğunu biliyordum, ama onlardan benim önümde bahsetmezdi. | Open Subtitles | ولكنها لم تكن تتكلم عنهم امامي ولكنك كنت تعلم مع من كانت.. |
Benim önümde kavga ettiklerini düşünmüyorlar çünkü bazenleri kulaklığı taktığımda müziği kapıyorum. | Open Subtitles | انهم لا يعتقدو انهم يتشاجرون امامي لان اكون احياناً البس سماعة الراس واقوم بغلق الصوت |
Benim önümde içmemelisin. Bırakmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انت تعرف انه من غير المفترض ان تصدر رائحة امامي انا احاول ان اتوقف |
Şu an tam önümde oturan bu kadın zihnimi meşgul eden kadına kıyasla, oldukça harika. | Open Subtitles | تلك المرأة التي تجلس امامي بالمقارنة مع المرأة التي تشغل رأسي , انها أكثر رائعه |
Köşeye geliyorduk ki işte orada, tam önümde havada süzülüyordu. | Open Subtitles | لقد كنّا نأخد المنعطف، ومن ثم هاهو يطفو امامي |
Ve o karşımda duruyor. Bunu nasıl açıklayabilirsin? | Open Subtitles | بالرغم انه طوال الوقت يقف امامي كيف يمكن ذلك؟ |
O şu anda telefonda, evet Don Leno Köpek Balığı Katili şu an tam karşımda. | Open Subtitles | ماذا تعني اذا اكتشف ؟ اني اكالمه على الهاتف الآن صحيح يا لينو عندي قاتل القرش الآن امامي |
Direkt karşımda olması, konuşurken onu çok strese sokacağını hissederdi. | Open Subtitles | كان يشعر بان الجلوس امامي مباشرة يجعله مضطرب و يصعب عليه التحدث |
Şu andan itibaren kendi önüme bakıp kendi yoluma odaklanacağım. | Open Subtitles | ولهذا من الان يجب أن انتبه الي الطريق الذي امامي و ان ابقي مركزه علي دربي |
Kraliçe soyunma odasına girdi, önüme kadar geldi. | Open Subtitles | انها تدخل الى غرفة تبديل الملابس امامي مباشرةً |
Bu kod olursa FBI'ın önünde olurum geldiklerini duyar ve uzaklaşırım. | Open Subtitles | بذلك، يمكنني أَنْ أَبْقى مكتب التحقيقات الفدرالي امامي. ليمكنني معرفة متى يصلون لي ويذهبون. |
Bunu başaracağını biliyorum, şimdi gözümün önünde ye bunu . | Open Subtitles | أريد ان اعرف انك تستطيع معالجة ذلك هنا امامي الآن, كل هذا |
Onu, kendisini sevdiğine inandırmışsın ama ne zaman evin önünden geçsem nedense araban ortalarda yok. | Open Subtitles | جعلتها تعتقد انك تحبها جداً لكن ستكون هناك ايام طويلة امامي ولن يكون هناك احد يقف في طريقي |
Senatör, vardı ve bana karşı alçakgönüllü olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | , كانت كذلك أيها النائب و لا عليك أن تتواضع امامي |
karşıma kim çıkarsa çıksın evlenmediğimizi ve en baştan yeniden başlayacağımızı söyleyeceğim. | Open Subtitles | ومهما كان الشخص الذي امامي سأقول بأننا لسنا متزوجين سنبدأ من جديد |
Pekala, karşımdaki manzara düşünüldüğünde, bu pek de kolay değil. | Open Subtitles | ليس هذا سهلاً خاصة مع هذا المشهد امامي |