Yani güzel bir kadın ve neredeyse dört dörtlük birisidir diyebilirim. | Open Subtitles | أعني إنها امرأة جميلة و أستطيع القول أنها قاربت حد الكمال |
Ve eğer o ergen eskrimci ne kadar güzel bir kadın olacağını görebilseydi asıl kız kardeşinin onu kıskanması gerektiğini bilirdi. | Open Subtitles | وإن كانت تلك المراهقة الصغيرة تستطيع رؤية أي امرأة جميلة أصبحت.. لكانت ستعلم أن من تجب أن تكون غيورة هي أختها |
Eğer güzel bir kadınla tanışmak istiyorsan... resmi işlerini bahane olarak kullanamazsın. | Open Subtitles | ولو كنت تحاول ان تقابل امرأة جميلة فلا يحق لك استخدام الأوراق الرسمية كعذر لك لمقابلتها |
- 20ye Pretty Woman. - On arttırıyorum, | Open Subtitles | عشرون لمن سيقولون امرأة جميلة سازيد عليكى عشرة |
Şunu söylemeliyim ki; senin gibi güzel bir kadının yanında çalışamazdım. | Open Subtitles | يجب أن أخبركِ، لن أقدر على العمل مع امرأة جميلة مثلكِ. |
Amam unutma sen güzel bir kadınsın ve hayatta istediğin herşeye sahipsin. | Open Subtitles | ولكن تذكري ، أنتِ امرأة جميلة والعالم كله أمامك |
Görüş belirtmeme izin verirsen, Kaptan Güzel bir kadını gemide taciz etmeden bırakamayız. | Open Subtitles | لوسمحت لي تدخلي سكيبر لايمكن ان نترك امرأة جميلة مثلهاعلى السفينة بدون تحرش |
Ama bence, güzel kadın kafalı bir inek olmaktan çok daha iyi. | Open Subtitles | أظن ان هذا افضل من ان تكون بقرة برأس امرأة جميلة |
Cesaret ister. Düşünün, güzel bir kadın, bir adama öyle bir telgraf yolluyor. | Open Subtitles | تخيل، امرأة جميلة ترسل بهذه البرقية إلي رجل. |
Çok güzel bir kadın vardı... en karanlık geceyi aydınlatacak kadar güzel gülümseyen bir kadın. | Open Subtitles | كان هناك امرأة جميلة امرأة بابتسامة جميلة تضىء الظلام الدامس |
Bak, bugün güzel bir kadın gördüysen, bunu bana söyliyebilirsin. | Open Subtitles | انظر, اذا رأيت امرأة جميلة اليوم فيمكنك اخبارى |
Senin kadar güzel bir kadın tarafından tahrik edilmek. | Open Subtitles | الحصول على التمست من قبل امرأة جميلة كما كنت. |
Şunu anlamalısın ki seni zayıf, güzel bir kadın olarak düşünmüyorum. | Open Subtitles | عليك أن تدرك لا أعتقد واحد منكم كما لذلك، امرأة جميلة رقيقة. |
Yatağımda her zaman böyle güzel bir kadın olmaz da. | Open Subtitles | ليس الأمر هو أن في كثير من الأحيان لقد مثل امرأة جميلة في السرير معي. |
İçtenlikle sevdiğim çok güzel bir kadınla aşk yapmak isterdim. | Open Subtitles | أود معاشرة امرأة جميلة أكنّ لها محبة صادقة. |
Val güzel bir kadınla evlendi. Neden ölmek istesin ki? | Open Subtitles | اكيد, فال متزوج من امرأة جميلة, لماذا يرغب بالموت؟ |
Tanrım! Pretty Woman'daki gibi. | Open Subtitles | يا إلهي، تماما مثل امرأة جميلة. |
Evine bile gelip ellerimde güllerle yangın merdiveninden tırmandım sana Pretty Woman'ı yaşatmak için. | Open Subtitles | حتى إنني أتيتُ لمنزلكِ وصعدتُ سلالم الحريق "كي أقدم لكِ الزهور مثل مسلسل امرأة جميلة |
Böyle güzel bir kadının anne olması aklımı karıştırıyor. | Open Subtitles | لأنه مربك بالنسبة لي عندما تصبح امرأة جميلة مثلكِ أماً. |
Ve bu yüzden asla kazanamayacak. Aman Tanrım, çok güzel bir kadınsın. Jerry. | Open Subtitles | ولهذا لن يفوز أبدًا كم أنتِ امرأة جميلة جيري |
Sonra, başka bir köyde yakaladıkları Güzel bir kadını getirip... - Başka köyden bir kızı... | Open Subtitles | ثم يحضروا امرأة جميلة كانوا أسروها من قرية أخرى |
O kız olarak uykuya daldı ve bu güzel kadın olarak uyandı. | Open Subtitles | كيف سقطت نائمة هذه الفتاة واستيقظت امرأة جميلة |
Shane'nin ofisinde böyle güzel bir bayan olunca, varsayımda bulundum. | Open Subtitles | فقط عندما أرى امرأة جميلة في مكتب شاين فإنني أخمن |
güzel kadını ve onun geri zekalı seyisini vurmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا أوشك أن أطلق النار على امرأة جميلة وسايسها المتخلف |
Sizin gibi güzel kadınları bu şekilde bağlarlarmış. | Open Subtitles | بهذه الطريقة كانوا سيقيدون... امرأة جميلة مثلك. |