Benim sana verebileceklerimden çok daha fazlasını hak ediyorsun. | Open Subtitles | انك تستحق حياه أفضل من التي بمقدوري توفيرها لكـ |
Sana şunu söylemek istiyordum güzel bir kızı hak ediyorsun ve güzel bir arkadaşı. | Open Subtitles | أردت فقط أن أخبرك انك تستحق فتاة رائعة وصديق أفضل |
İlk adımı atan kız olmak istemem ama zahmetlerin için bir ev yemeğini hak ediyorsun bence. | Open Subtitles | لا أود أن أبدو عالعلقة لكني أعتقد انك تستحق وجبة منزلية لتخفف عنائك |
Yani sen babanla oturacaksın ve dürüstçe terfiyi hak ettiğini söyleyeceksin? | Open Subtitles | اذا، ستجلس مع ابيك و ستقول له بصراحة انك تستحق ترقية؟ |
Verdiğin hizmetler için en azından bu kadarını hak ettiğini düşündüm. | Open Subtitles | من اجل خدمتك، انا ظنيت انك تستحق على الاقل هذا. |
Doğrusu, senin biçilmiş kaftan olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | بصراحه , لا اظن انك تستحق هذا |
Doğrusu, senin biçilmiş kaftan olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | بصراحه , لا اظن انك تستحق هذا |
Bildiğim bir şey varsa o da iyi bir günü hak ediyorsun. | Open Subtitles | اذا هنالك شيء واحد اعرفه فـ هو انك تستحق يوماً جميلاً |
Bu nedenle de mutluluğu daha çok hak ediyorsun. | Open Subtitles | هناك سبب اخر هو انك تستحق السعادة |
Bir ödülü hak ediyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انك تستحق مكافأة. |
Sen daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | أقول فحسب انك تستحق أفضل منها |
Sen daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | أقول فحسب انك تستحق أفضل منها |
Bunu hak ettiğini düşündüğünü biliyorum ama etmiyorsun. | Open Subtitles | اعلم انك تظن انك تستحق ذلك ولكنك لا تستحق |
Çünkü daha iyisini hak ettiğini düşünüyorsun boktan bir iş için çok ilginç biri olduğunu sanıyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعتقد انك تستحق افضل تعتقد انك شخص مثير للأهتمام لتحصل على وظيفة سيئه |