Gücenmek yok tatlım, ama gerçekten insan değil onlar. | Open Subtitles | لا تستاء يا عزيزى ولكن فى الحقيقه انهم ليسوا آدميين |
Terörist değil onlar aslında, paralı askerler. | Open Subtitles | حسنا، في الواقع، انهم ليسوا إرهابيين، هم مرتزقة. |
Kaynana değil, onlar karınca. | Open Subtitles | انهم ليسوا العمات، انهم النمل. |
Şu yaptıklarına bak, evli bile değiller. | Open Subtitles | انهم لا يجب أن يعملوا ذلك. انهم ليسوا متزوّجين |
Deliden de öte onlar. Artık insan bile değiller. | Open Subtitles | انهم اكثر من مجانين انهم ليسوا بشر |
O kadar siliklerki, haritada bile yoklar. | Open Subtitles | سيئون جدًا, لدرجة انهم ليسوا موجودين في قائمة العصابات. |
Dur, Onlar yabancı değil, Onlar dost, | Open Subtitles | لحظة انهم ليسوا دخلاء انهم اصدقاء |
Düğünde değil onlar. | Open Subtitles | حسنا، انهم ليسوا في حفل الزفاف. |
Onlar kardeşlerimiz değil; Onlar daha aşağı da değil; | Open Subtitles | انهم ليسوا اخوة، وهم ليسوا مرؤوسين ؛ |
Suçun tanıkları değil onlar. Böyle bir şey... | Open Subtitles | انهم ليسوا شهداء على الجريمة ليسهنالك... |
Onlar insan değil. Onlar hedef. | Open Subtitles | انهم ليسوا أناساً, انهم أهداف |
Sen, ben Eva ve Barbie gibi özel değil onlar. | Open Subtitles | انهم ليسوا مميزين مثلك ومثلى و(ايفا) (باربى) |
Kötü insanlar değil onlar. | Open Subtitles | انهم ليسوا بأناس سيئين |
Öz dedem ve büyükannem bile değiller artık! | Open Subtitles | انهم ليسوا حتى أجدادي الحقيقية بعد الآن! |
Evet, henüz binada bile değiller. | Open Subtitles | نعم, انهم ليسوا حتى في المبنى حتى الآن. |
İngiliz bile değiller. | Open Subtitles | انهم ليسوا حتى بريطانيين |
Nişanlı bile değiller. | Open Subtitles | انهم ليسوا حتى مخطوبين |
Orada yoklar. Hangi cehennemdeler? | Open Subtitles | انهم ليسوا هناك اين هم بحق الجحيم؟ |
Burada yoklar mı? | Open Subtitles | انهم ليسوا هنا؟ |