O salonda ölü bir şekilde yattığını düşünmek, Çok garip. | Open Subtitles | انه غريب أن أفكر فيها الآن راقدة على أرض غرفة المعيشة ، مقتولة |
Adımı tamamen söylediğinde Çok garip olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | طيب، أنا فلدي اقول لكم، انه غريب حقا عند استخدام اسمي بالكامل. |
Hâlâ senin özel dedektifmiş gibi davranman garip geliyor. | Open Subtitles | انه غريب علي التظاهر بأي مخبر الخاص |
Biliyorum, Bu garip, çünü ben denizciyim... ama...kancalar. Kancalar. | Open Subtitles | اعلم انه غريب لاني بحار انه الخطاف, الخطاف |
Senin konumundaki birinin adamları arasında... alternatif yaşam tarzlarına izin vermesi bana biraz tuhaf geldi. | Open Subtitles | انه غريب لرجل فى قوامك يَعتنقُ أساليبَ حياة بديلةَ بين رجالِه. |
Ben erkeklerin kızların çantalarını taşırken gördüğümde, tuhaf olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | عندما أري فتيان يحملون حقائب الفتيات , اعتقد انه غريب |
Baba, bu doğal değil. Bu son derece tuhaf. | Open Subtitles | ابى, هذا ليس طبيعى, انه غريب. |
Demek senin için de garip? | Open Subtitles | ابوك يكذب نعم, اذا انه غريب لك؟ |
Farkına bile varmadığı bir kör noktası olmasının garip olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تظن انه غريب أن نجد لديها "نقطة ميتة" بدون أن تلاحظها؟ |
Çok garip. Yüzünü yıkasan yeterdi, saçını niye yıkadın? | Open Subtitles | انه غريب , , كنت بحاجة لغسل وجهكِ فقط لماذا غسلتي شعركِ؟ |
Kabul etmelisin ki, yaptığın işin ismi Çok garip. | Open Subtitles | يجب عليك الاعتراف انه غريب بعض الشي اسم تجارتك |
Çok garip, bu sonbahar kimse dolgu topuk yapmıyor. | Open Subtitles | انه غريب لا أحد يعمل كعب الاسفين هذا الخريف |
Bir kadının böyle konuşması kulağa Çok garip geliyor. | Open Subtitles | انه غريب فعلا لسماع امرأة تقول ذلك |
Madem garip geliyor, giymezsin olur biter. | Open Subtitles | فقط لا ترتديه ان كنت تعتقد انه غريب |
Bu bana Çok garip geliyor. Biliyorum. | Open Subtitles | -انا فقط اعتقد انه غريب. |
Bu garip dakikalar saatlere dönüşebiliyor ve ben bunu farketmiyorum ama bunu düşünmeyi bırakınca sanki bir saat başlıyor ve ben her saniyeyi farkediyorum. | Open Subtitles | انه غريب الدقائق يمكنها أن تتحول إلى ساعات، ولن الاحظ حتى ولكن إذا توقفت للتفكير في ذلك |
Ama Bu garip. | Open Subtitles | ولكني اعني انه غريب |
Ben bir ödül kazandıktan sonra bunu patadanak ortaya çıkarıp benimkinin yanına yapıştırman biraz tuhaf geldi. | Open Subtitles | أظن انه غريب قليلا انه بعدما ربحتُ كأسا شعرت بالحاجة لإخراج هذا |
Pete'in ölümünün ardından bebeklerden bahsetmek de tuhaf geldi. | Open Subtitles | وشعرت انه غريب ان اتحدث عن الاطفال بمجرد معرفتي ان بيت مات |
Üniversiteden bu yana değişmemiş olmanın biraz tuhaf olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هي في الواقع قالت انه غريب بعض الشيء أنك لم تتغيري منذ الكلية |
Ve film. Bak onun biraz tuhaf olduğunu biliyorum | Open Subtitles | اوه, انظر,اعرفه انه غريب اطوار, |
Baba, bu doğal değil. Bu son derece tuhaf. | Open Subtitles | ابى, هذا ليس طبيعى, انه غريب. |
Sence de garip değil mi? | Open Subtitles | الا تعتقد انه غريب ؟ |