Son dersimizde size istediğiniz bir şey olup olmadığını sordum. | TED | في درسنا الاخير سألتكم ان كان هناك شيئا تريدونه. |
Ardından da bu durumun tehlikeli olup olmadığını sordu. | Open Subtitles | ثم سألنى, ان كان هناك خطر فى مثل هذه الحالات |
Ona buralarda başka benzin istasyonu olup olmadığını sormalıydık. Varsa bile, bize söyler miydi sence? | Open Subtitles | لابد ان نسأله ان كان هناك محطة بنزين أخرى هنا |
Julie, lütfen benim için yapabileceğin birşey olup olmadığını sorma. | Open Subtitles | لا تسألي ان كان هناك شيئ تستطيعين تقديمه لي. |
Bir hafta önce çağrıldığım işin bana uygun olup olmadığını görmek için başvurduğum yere gittim. | Open Subtitles | مرة اسبوعيا لأرى ان كان هناك ما يناسبنى. |
- Şimdi bana cehennemde su olup olmadığını sor. | Open Subtitles | والان اساليني ان كان هناك ماء في الجحيم؟ اذا |
İç kanama veya kırık olup olmadığını anlamak için röntgen çekeceğiz. | Open Subtitles | سنجريأشعة,لنرَانكانهناكأيّكسر, أو ان كان هناك جروح داخلية |
Başkaları olup olmadığını gerçekten bilmek istiyorsun değil mi? | Open Subtitles | تريد ان تعرف حقا ان كان هناك اخريات, اليس كذلك؟ |
Benim bilmediğim bir hikâyen olup olmadığını merak ediyordum. | Open Subtitles | و لكنني كنت أتسائل عمّا ان كان هناك جانب لك لم أسمعه |
Evet, merhaba. Bu öğleden sonraki parti için, kızlarınızın olup olmadığını merak ediyordum. | Open Subtitles | اريد ان اعرف ان كان هناك فتاة متوفرة لحفلة لهذا المساء ؟ |
Bird sadece bunu yapanın taklitçi olmadığına dair ufak da olsa bir ihtimal olup olmadığını bilmek istiyor. | Open Subtitles | بيرد فقط يتسائل ان كان هناك قيمة للنظر فى امكانية انه ليس تقليد جرائم |
Söylemek istediğiniz başka bir şey olup olmadığını merak ettik. | Open Subtitles | جعلنا نتسائل ان كان هناك شىء اخر اردتى ان تخبرينا به |
Meydana gelen deformasyon, cinsel taciz olup olmadığını belirlemeyi imkansız hale getirmiş. | Open Subtitles | الضرر جعل من المستحيل تحديد ان كان هناك أي اعتداء جنسي |
Yapabileceğin bir şey olup olmadığını sordun ve var. | Open Subtitles | انتِ سألت ان كان هناك اي شيئ يمكنك القيام به وهذا هو |
Yollarımızın neden kesiştiğini ve benimle karşılaşmadan önce durdurulma şansı olup olmadığını anlamak istedim. | Open Subtitles | اردت ان احاول ان افهم لما مسارتنا متقاطعة وان ارى ان كان هناك طريقة ما يمكن ان يكون اوقفها قبل ان اتي |
Sana halen umut olup olmadığını sorduğunda bir cevap vermedin. | Open Subtitles | عندما سألتك المحامية ان كان هناك أمل لنا وانت لم تقل شيئا ذلك كان |
FBI'ın D.A.B. biriminin daha fazla kurban olup olmadığını bulmak için buraya gelerek idamlıklarla görüşme yapmaya başlaması. buradaki tansiyonu giderek yükseltiyor. | Open Subtitles | التوتر يتصاعد هنا بوجود فريق تحليل السلوك التابع للأف بي آي مما يعني انهم يجرون مقابلات قبل وقت الاعدام في محاولة لمعرفة ان كان هناك المزيد من الجثث |
Benim sabıkam yok. Sana bana anlatmadığın bir şey olup olmadığını sormuştum. | Open Subtitles | لقجد سألتك ان كان هناك شيء لم تخبرني به |
O odada kimsenin olup olmadığını bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا نعلم حتى ان كان هناك احد بتلك الغرفة |
Şu anda silahların kullanımını araştırıyorlar ayarlı olup olmadığını kontrol... | Open Subtitles | انهم الآن يحققون في الطلقات النارية التحقق ان كان هناك مايبرر ذلك... |