Çamların içinde bir adamı bulmak zor olur. | Open Subtitles | من الصعب ايجاده في تلك المناطق الصنوبريه. |
Şimdiki tek amacım, annemi bulabilmek için onu bulmak oldu. | Open Subtitles | الهدف الوحيد هو ايجاده لكى أستطيه ايجاد امى |
Onu bu sıradan insan varlığında bulamıyorum. Aramaya devam etmeliyim. | Open Subtitles | لا أستطيع ايجاده في هذا الكوكب البشري علي البحث اكثر |
Lana, eğer elinde onu bulmama yardım edecek bir bilgi varsa... | Open Subtitles | لانا ، لو كانت عندك معلومة ، قد تساعدني على ايجاده |
Çekip gitmiş, şimdi de kimse bulamıyor adamı. | Open Subtitles | لقد تجول قليلاً, والآن لا أحد يستطيع ايجاده |
Biri onu bulabilir mi? Ona teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | هل يستطيع احد ايجاده اريد شكره |
Ve dün, Jake geldi ve onu bulmaya çalıştı. | Open Subtitles | . وبالامس ذهب جاك الي هناك لمحاولة ايجاده |
Aramalarımızı sürdürdük ama şuana kadar bulamadık. Şüpheliye karşı bir dava açabilme şansımız olması için onu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لقد عملنا بحث عن الجهاز ولكن لم يحالفنا الحظ في ايجاده ويجب علينا ايجاده لنبني القضية ضد المشـتبه به |
- Belki ödeme izini takip edip, onu bu şekilde bulabiliriz. | Open Subtitles | وربما يمكننا أن نتعقب عملية الدفع هذه ونستطيع ايجاده بهذه الطريقة |
Babam, Drakula'nın inini bulmak için... saatlerce o tabloya bakardı. | Open Subtitles | والدي حاول ايجاده من خلال الرسومات اتيت من اجل هذا ؟ |
Bu sayede kalabalık içinde onu bulmak kolay olacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقه سيكون سهلا جدا ايجاده بين الجمهور |
Onun dışında herkes burda. Onu da bulmak zorundayız. | Open Subtitles | الجميع هنا ما عداه يبدو اننا لم نتمكن من ايجاده |
Ortamı yatıştırması için Kyle'a ihtiyacımız var ve onu bulamıyorum. | Open Subtitles | نحتاج إلى عودة كايل ليعمل بعض الاصلاحات لنا لكنني لا استطيع ايجاده في اي مكان |
İki dakika önce kayboldu ve onu bulamıyorum. | Open Subtitles | عليه الظهور بعد دقيقتين , و لا استطيع ايجاده |
En azından onu bulmama yardım edebilirsiniz. | Open Subtitles | حسن , ربما أنت قادر على الاقل مساعدتي على ايجاده |
Interpol onu bulamıyor. | Open Subtitles | الشرطة الدولية لا تستطيع ايجاده |
Belki FBI, izini bulabilir. | Open Subtitles | ربما الاف بي اي س يستطيعون ايجاده |
Simon kaçırıldığında Xavier ve ben anlaşmazlıklarımızı bir kenara bıraktık ve onu bulmaya yemin ettik. | Open Subtitles | عندما اختطف سيمون وضعت واكسافير فوارقنا على جنب و.. اقسمنا على ايجاده .. |
Onu bulmamız lazım. Eğer bulamazsak davamız olmaz. | Open Subtitles | يجب علينا ايجاده لاننا لا نملك قضية ضدها |
Wallace hakkında bildiklerimden fazlasını, hızlı olursanız onu bulabiliriz. | Open Subtitles | كلما زاد ما نعرفه عن والاس زادت سرعتنا في ايجاده |
Ve sizin bulmanız gereken şey, bulmayı umut ettiğiniz şey, şans eseri bir şekilde, artık orada değildir. | TED | وما يفترض أن تصل إليه، وما ترغب في ايجاده باسلوب موهبة الاكتشاف، لم يعد موجودا. |
Saklı olan her neyse bulması daha da zor olacak. | Open Subtitles | اذن اينما كان فقد اختفي والذي سيكون من الصعب ايجاده |
Kadının onu bulmamıza yardım edebileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنها قد تكون رأته وقد تساعدنا فى ايجاده |
Sizi ona götürebilirim. Onu bulmanıza yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أخذكما إليه يمكنني مساعدتكما في ايجاده |
Her yerde harici bellek aradım, ama bulamadım. | Open Subtitles | بحثت عن محرك الاقراص في كل مكان لم أتمكن من ايجاده |
Senin ailen hakkında ne kadar çok yanlış şey bulabilirim biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف كم شىء سىء يمكننى ايجاده فى والديك؟ |
Bakalım onu bulabilecek miyiz? | Open Subtitles | هيا لنرى ان كان باستطاعتنا ايجاده |