| Bana, inancı uğruna ölen bir azizin adı verilmiş. | Open Subtitles | سميت على اسم قديس الذى مات من اجل ايمانه |
| Bana, inancı uğruna ölen . bir azizin adı verilmiş. | Open Subtitles | سميت على اسم قديس الذى مات من اجل ايمانه |
| Onu vicdanı olmayan bir adamdan ayıran şey bu sınırlı inancı. | Open Subtitles | على كل ، ايمانه محدود هذا كل ما يفصل عن رجل ذو ضمير عن دون ضمير |
| Hayır. Sadece kendisi dışında her şeye inancını kaybetmiş bir adam olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | كلا، اعلم انك رجل فقد ايمانه بكل شيء ما عدا نفسه |
| -Hayır, sadece kendisi dışında herşeye inancını kaybetmiş bir adam. | Open Subtitles | كلا، اعلم انك رجل فقد ايمانه بكل شيء ما عدا نفسه |
| ve inancını tazeledi, adayı keşfederek kendine yeni amaçlar buldu. | Open Subtitles | ومع تجدد ايمانه , استكشف الجزيرة ووجد غرضه |
| Temel bir profil alabilirsek, inanç sistemine girdiğim anda zihnini okumaya başlarız. | Open Subtitles | ان تمكنا من انشاء خط بداية سنتمكن من قراءته عندما نتحدى نظام ايمانه |
| İnancı ve özverisiyle en karanlık anlarımızda bizlere destek olan bir adam. | Open Subtitles | رجل الذي ايمانه واخلاصه اخرجنا من الساعات المظلمه |
| İnancı gerçeklere dayalıdır. | Open Subtitles | لقد وضع ايمانه في حقائق |
| Onların bu inancı içimde yaşıyor.. | Open Subtitles | الجميع يضع ايمانه بي |
| Aramis'in inancı vardı. | Open Subtitles | اراميس" لديه ايمانه |
| O gece inancını yitirmiş. | Open Subtitles | هذه الليلة , فقد ايمانه. |
| Ve sen kimin inancını yitirdiğini merak ediyorsun... | Open Subtitles | وتتسال من سيفقد ايمانه ؟ |
| Philip bana olan inancını yitiriyor. | Open Subtitles | فيليب يخسر ايمانه بي |
| Narcisse'e olan tüm inancını kaybetti. | Open Subtitles | لقد فقد كل ايمانه بـ نارسيس |
| Evet, 75 yılında İsa geri dönmediğinde ufak bir inanç kaybı yaşadım ama hâlâ inanıyorum. | Open Subtitles | نعم, الضعيف فقد ايمانه عندما لم يعد المسيح في الخامسة والسبعين ولكني ما زلت مؤمنة |
| Bu inanç bize güç verecek. | Open Subtitles | ايمانه سيدعمنا |