sorun değil, buradan yürüyebiliriz. | Open Subtitles | لا بأس بهذا نحن نستطيع السير نحو المنعطف من هنا |
sorun değil, Marilyn. Yarın yine ararsın. | Open Subtitles | لا بأس بهذا مارلين يمكنك معاودة الإتصال غداً |
Ki Bu iyi çünkü doğum sancısı çekene kadar düğünden ayrılamaz. | Open Subtitles | ولا بأس بهذا طالما أن مخاضها لن يحين وهي على المذبح |
Onu sorgularken öldürebilirim. Senin için Sorun olur mu? | Open Subtitles | هل لا بأس بهذا معك؟ |
Öyleyse de bana söylemen yeterli. Benim için sorun yok. | Open Subtitles | في هذه الحالة، قل لي فقط لا بأس بهذا معي |
Hiç fena değil. Cinayet silahını buldunuz mu? | Open Subtitles | لا بأس بهذا , اي امكانية لايجاد سلاح الجريمة؟ |
"Spencer Ricks diyor ki, 'Yemek ve temizlik yaptığı sürece sorun yok."' | Open Subtitles | سبينسر ريكس يقول : لا بأس بهذا طالما أنها تطبخ و تنظّف |
Hah, bu arada, gelecek perşembe işten erken çıkmam gerekiyor. Herhalde bir sorun olmaz. | Open Subtitles | وأمر آخر، يوم الخميس القادم يجب أن أغادر العمل مبكراً، لذا أعتقد ألاّ بأس بهذا |
Poşetim yok, böylece almak zorundasın sorun değil. | Open Subtitles | ـ ليس لدي حقائب، ستأخذيها هكذا؟ ـ لا بأس بهذا |
Tamam, sorun değil çünkü bu kadar ateş neredeyse her virüsü öldürür. | Open Subtitles | أتعلمين ، لا بأس بهذا ، لأنه عندما تقومين بتشغيل النار تحته فستقوم بقتل كل ما هو ضار |
sorun değil. Çocukları ve ani isteklerini severim. | Open Subtitles | لا بأس بهذا أنا أحب الأطفال و اندفاعاتهم |
Bu yüzden bir deneyeyim dedim ama sorun değil. | Open Subtitles | , لذا فكرت أن أحضر مبكراً لكن لا بأس بهذا |
- Buraya bir iki dikiş daha lazım. - Bu iyi. | Open Subtitles | ـ نحتاج مزيدا من القطب هناك ـ لا بأس بهذا. |
Oh, hayır, hayır. Hayır, Bu iyi. | Open Subtitles | كلا، لا بأس بهذا |
Tamam. Tamam, Bu iyi. | Open Subtitles | حسنٌ، لا بأس بهذا أنه مُفيد |
Sorun olur mu? | Open Subtitles | لا بأس بهذا معكم؟ |
- Sorun olur mu? | Open Subtitles | -ألا بأس بهذا ؟ |
Hayır, benim için sorun değil. | Open Subtitles | حسناً.. كلا كلا .. لا بأس بهذا معي |
Kimse için sorun olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أفترض أنه لا بأس بهذا مع الجميع؟ |
Dördünü. Dört yılda bir olduğu için fena sayılmaz yani. | Open Subtitles | فقط أربع مرات ، لكنها تقام كل أربع أعوام ، فلا بأس بهذا. |
Evet, daha iyi körili tavuk yemiştim ama fena değildi. | Open Subtitles | لقد تناولت فندالو أشهى، لكن لا بأس بهذا. |
Sizin için bir sorun yoksa sizden biraz kanda alacağım. | Open Subtitles | ألا بأس بهذا ؟ سآخذ عيّنة دم أيضاً |