Çok büyük bir protesto vardı. Odadaki herbirimiz, bu prostestoda farklı şekillerde yer aldık. | TED | كان هناك احتجاج واسع النطاق. الكثير منا في هذه القاعة شارك في هذه المظاهرة بأشكال مختلفة. |
Ve belkide bu açıda çok fazla bilgi var,... ...Size onları farklı şekillerde sunmaktan mutlu olacağım. | TED | وربما، لنضع الأمور في نصابها: هناك الكثير من البيانات عن ذلك، سأكون سعيداً بإعطائكم إياها بأشكال مختلفة. |
Hemen hemen bütün medeniyetlerde farklı şekillerde bulabilirsiniz ama vampir hikayelerinde üç şey her zaman aynıdır: | Open Subtitles | تجدونها بأشكال مختلفة بمعظم الثقافات لكن هناك ثلاثة أشياء تجدونها في كل قصص مصاصي الدماء |
Tüm dişlerinin farklı şekillerde olması hoşuma gitti. | Open Subtitles | أنا معجب بأسنانك التي بأشكال مختلفة |
Ve biz de galerilerdeki materyal ile insanların daha farklı şekillerde etkileşime girmelerini çeşitli yollarla sağlıyoruz. Bu sayede normal bir müze gezintisinin yanında eğer isterseniz herhangi bir sanat eseriyle etkileşime geçip orijinal içeriğini ve nerden olduğunu görebiliyor, yada eserin kendisini farklı açılardan inceleyebiliyorsunuz. | TED | أذا ما نحن بصدد القيام به هو توفير مجموعة واسعة بأشكال مختلفة من أجل ضمها مع الأدوات الموجودة في الرواق، وبذلك يمكن أن تستمتع بهذه التجربة في هذا الرواق التقليدي، ولكن إن كنتم مهتمين بامكانكم أن تشركوا أي شخصٍ في عمله و النظر إلي السياق الأصلي أو ادخال بعض اللمسات عليه. |