Onu helikopterle götüreceğim, en kısa zamanda size geri gönderirim. | Open Subtitles | أنا سآخذه في الهيلكوبتر سأرسلها من أجلك بأقرب وقت ممكن |
Tekrar kan tahlili yapalım. Ve en kısa zamanda renkli MR işini ayarlayalım. | Open Subtitles | أعد فحص الدم ثانيةً و أعدها للرنين المغناطيسي المضاد هذا بأقرب وقت |
Biyolojik annesini mümkün olan en kısa sürede buraya getirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نجلب أمها البيولوجية إلى هنا بأقرب وقت ممكن |
Bu size bahsettiğim test. en kısa sürede uygulamanızı istiyorum. | Open Subtitles | هذا الاختبار الذى كنت احدثك عنه اريدك ان تقومى به بأقرب وقت ممكن |
En yakın zamanda onları arayacağım ama şu an hastalarla ilgilenmeliyiz. | Open Subtitles | سأتصل بهم بأقرب وقت ممكن لكن الان علينا أن نهتم بالسجناء |
Yarbay, onu mümkün olduğunca çabuk bulmamız en iyisi, salgının belirtileri tekrar ortaya çıkmadan önce. | Open Subtitles | من الأفضل أن نجدة بأقرب وقت ممكن قبل أن تظهر أي أعراض للمرض |
-Evet buraya bir an önce gelseniz iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل لكم ان تكونوا هنا بأقرب وقت ممكن .. |
Ama çok yakında seçilmiş olmanın bazı sonuçları olduğunu da anlayacaksın. | Open Subtitles | ولكنك ستفهم بأقرب وقت أنه هناك عواقب كونك المختار |
Mümkün olduğu kadar kısa sürede elektrikleri geri getireceğiz, millet. | Open Subtitles | ستعود الكهرباء للعمل بأقرب وقت ممكن |
Tekrar kan tahlili yapalım. Ve en kısa zamanda renkli MR işini ayarlayalım. | Open Subtitles | أعد فحص الدم ثانيةً وأعدها للرنين المغنطيسي المضاد هذا بأقرب وقت |
Lütfen, Tanrım, en kısa zamanda bileğimi burkayım. | Open Subtitles | أرجوك يا إلهي دعني ألوي كاحلي بأقرب وقت ممكن |
Güzel, ancak bunun en kısa zamanda tamamlanmasını istiyoruz. | Open Subtitles | حسنا، و لكن نريد هذا أن ينتهي بأقرب وقت ممكن |
Onu en kısa zamanda kapatmazsak Gardiyan uşaklarını her yere gönderebilir. | Open Subtitles | لو لم نُغلق ذلك الشق بأقرب وقت فقدّ يعاود الظهور بأيّ مكان. |
Biliyorum, anladığım kadarıyla Başkan Logan en kısa sürede terminale girmemizi istiyor. | Open Subtitles | أنا أفهم أنّ الرئيس لوجان يُريدُنا أن نقتحم المطار بأقرب وقت أجل , قبل أن توقّع الإتفاقية |
en kısa sürede gitmen, senin lehine. | Open Subtitles | سيكون من الجيد ان تغادرينا بأقرب وقت ممكن |
Tamam, şimdi pek konuşamam ama gelebildiğim en kısa sürede geleceğim. | Open Subtitles | حسنا لا يمكنني التحدث الان , ولكني سأعود بأقرب وقت |
Charles, sana kalırsak çok yakın zamanda yoksul düşeceğiz. | Open Subtitles | إذا ترك الأمر بيدك فسنصبح معوزين بأقرب وقت |
Gideceğiz. En yakın zamanda gideceğiz. | Open Subtitles | سوف نذهب ، سوف نذهب بأقرب وقت ممكن |
Ruslar nükleer silahları mümkün olduğunca çabuk elden çıkarmak isteyecektir. | Open Subtitles | الروس سيريدون التخلص من قضبان الوقود النووي بأقرب وقت |
Dava dosyalarını mümkün olduğunca çabuk almam gerekecek lütfen. | Open Subtitles | من فضلك، سأحتاج لملفات القضيّة هذه بأقرب وقت ممكن. |
O yüzden bir an önce yapıcı iltifatlarınızı hazırlasanız iyi olur. | Open Subtitles | لذا فيمكنكم وضع مجاملاتكم البناءة بأقرب وقت |
Eh, yakında öğreneceksiniz nasılsa. | Open Subtitles | حسناً ، أفترض بأنكم ، ستكتشفون ذلك بأقرب وقت |
Sadece onu yapabileceğin kadar kısa sürede buradan götür! | Open Subtitles | حسناً، تعال بأقرب وقت مستطاع |
Ne kadar çabuk başlarsak o kadar erken bitiriz. | Open Subtitles | كلمَا بدأنا بأقرب وقت، كلما أنتيهنا بأقرب وقت. |
Evi için en kısa sürede ara emri istiyorum. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} أريد مذكرة لمنزل هذا الرجل بأقرب وقت |