Gerçekten de beni o küçük oyuncak silahınla öldürebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدي بأمانة أنّ بإمكانكِ قتلي بلعبة البندقية الصغيرة خاصّتك ؟ |
Çünkü benim hayatımda da böyle insanlar oldu ama Henry, Gerçekten de çizim benim için sadece işten ibaret. | Open Subtitles | لاننى لدى اشخاص مثل هؤلاء فى حياتى لكن ، يا هنرى ، بأمانة الرسم الايضاحى بالنسبة لى مجرد وظيفة |
Açıkçası bunları size vermek dışında pek bir şey düşünmedim. | Open Subtitles | بأمانة .. لم أفكر في الماضي أبداً أن أعطيك هذا |
Açıkçası, yollardaki 4 milyar temiz araç hala 4 milyar araçtır. Ve emisyonsuz bir trafik karmaşası hala bir trafik karmaşasıdır. | TED | بأمانة,4 ملايين سيارة نظيفة في الطريق لا تزال اربعة مليون سيارة والاختناق المروري بدون انبعاثات يظل اختناقا مروريا |
Oh, Dürüst olmak gerekirse... ikimiz için burada herhangi bir eğlence hazırlamadım. | Open Subtitles | تماماً, جزء من الاستضافة لاثنين هنا؟ يُمْكِنُني القُولَ بأمانة انه لكِ فقط |
Tamamen dürüstçe, öncelikle bu zarfların içini göremiyorum. | TED | بأمانة مطلقة، أول أمر، أنا لا أستطيع أن أرى من خلال هذا الأظرف |
Yani Cidden böyle düşünmek bile aptalca geliyor. | Open Subtitles | أعني، بأمانة. هذا يبدو سخيفاً بإقتراحه هذا |
Ama kötü bir niyetim yoktu. Gerçekten. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، لكنني لم أقصد ضرراً، بأمانة |
Hayatının geri kalanını Gerçekten bu şekilde mi geçirmek istiyorsun? | Open Subtitles | هل هذه بأمانة الطريقة التي تريد أن تقضي بها بقية حياتك ؟ |
Gerçekten onun birini öldürebileceğini mi düşünüyorsun ? | Open Subtitles | هل أنت بأمانة تعتقد انه يمكنه قتل شخص ما؟ |
Gerçekten bu çöplüğün içinde Allah bilir ne kadar çirkin olan bir şeyi arıyor olur muyduk? | Open Subtitles | هل تعتقد بأمانة أننا يمكن أن ننزل إلى هذا المكان المتعفّن نبحث عن شيء يعلم الله ما هو إذا كانت قبيحة؟ |
Açıkçası, benim bu konuda herhangi bir endişem yok. | Open Subtitles | بأمانة مطلقة, لم أكن لأشغل بالى بأمر كهذا. |
Açıkçası, berbattım. Kayamıyordum bile. | Open Subtitles | حسنا, بأمانة, لقد كنت فظيعا لم أستطع التزحلق |
Yani,Açıkçası, şimdi ayrılırsak, ben ne yapacağım bir fikrin var mı? | Open Subtitles | أعني,هل فكّرت مطلقاً بأمانة بشأن ماذا سيجري لي إن افترقنا؟ |
Ama hayatımı daha Dürüst yaşamaya çalışıyorum, çünkü tekrar içmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولكني أحاول عيش حياتي بأمانة أكثر لأني لا أود الشرب ثانية |
Yani yalan söyleyerek aldıkları bir dolar, Dürüst davranmaları için herhangi bir teşvik devreye sokmadığınız takdirde onlar için sadece 75 sent değerindedir. | TED | وهذا يعني أن تتلقى دولار عندما تكذب تكون قيمته لهم فقط 75 سنتا دون أي حوافز يضعونها ليتصرفوا بأمانة. |
Benim adamlarım yük nakletmezler. Çok fazla Dürüst iş gibi. | Open Subtitles | رجالي لاينقلون الحمولة فهم يعملون بأمانة |
dürüstçe soruyorum, uyuşmazlıkları kavga etmeden halledemez misiniz? | Open Subtitles | إني أسألكم بأمانة, ألا تستطيعون حل إختلافاتكم بدوم قتال ؟ |
dürüstçe yanıtlanmaması gereken üç soruyu öğreneli çok oldu. | Open Subtitles | تعلمت منذ وقت سحيق :أن هناك ثلاثة أسئلة لاتجب عنها بأمانة |
At tut, bebeğim. Cidden. | Open Subtitles | النقود من مراهنة الخيول يا عزيزتي، بأمانة |
Doğrusu bence 1 0.000 dolar etmezsin ama beleş olursa iyisin. | Open Subtitles | بأمانة وبخبرتى لست متأكد ان كنتى تستحقى عشرة الالاف دولار ولكنك تصلحين للتحلية المجانية |
Sahiden Andre Sandrov'un, Pierre Fargo'nun araştırmasını çaldığına inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد بأمانة بان أندري ساندروف سرق بحث بيري فاركو ؟ |
Doğrusunu söylemek gerekirse çoğu zaman kokusunu alabildiğim her şeyi bir anda düşünmemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | بأمانة, معظم الوقت لا أحاول التفكير بكل ما يمكنني شمه |
Dinle, bir erkeğin en güvenilir olduğu zaman boşaldıktan hemen sonrasıdır ve ben şuanda tamamen Dürüstlük istiyorum, o yüzden lütfen. | Open Subtitles | اسمعي، لأكون أكثر صدقاً الرجل فقط لم يقذف بعد وأريد بأمانة أن تكملي معه الآن، لذا من فضلك. |
Açıkcası, genelde taraf olmaktan kaçınırım. | Open Subtitles | بأمانة ، أنا أحاول ألا أخذ أى جانب فى أغلب المواقف |
Açık konuşmak gerekirse, bu tamamen senin hatanmış gibi geldi bana. | Open Subtitles | حسنا ، بأمانة ، يبدو أن الأمر كله كان خطأ منك |