"بأمانة" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerçekten
• Açıkçası
• Dürüst
• dürüstçe
• Cidden
• Doğrusu
• Sahiden
• Doğrusunu
• Dürüstlük
• Açıkcası
• Açık

Gerçekten de beni o küçük oyuncak silahınla öldürebileceğini mi sanıyorsun?
هل تعتقدي بأمانة أنّ بإمكانكِ قتلي بلعبة البندقية الصغيرة خاصّتك ؟

Çünkü benim hayatımda da böyle insanlar oldu ama Henry, Gerçekten de çizim benim için sadece işten ibaret.
لاننى لدى اشخاص مثل هؤلاء فى حياتى لكن ، يا هنرى ، بأمانة الرسم الايضاحى بالنسبة لى مجرد وظيفة

Açıkçası bunları size vermek dışında pek bir şey düşünmedim.
بأمانة .. لم أفكر في الماضي أبداً أن أعطيك هذا

Açıkçası, yollardaki 4 milyar temiz araç hala 4 milyar araçtır. Ve emisyonsuz bir trafik karmaşası hala bir trafik karmaşasıdır.
بأمانة,4 ملايين سيارة نظيفة في الطريق لا تزال اربعة مليون سيارة والاختناق المروري بدون انبعاثات يظل اختناقا مروريا

Oh, Dürüst olmak gerekirse... ikimiz için burada herhangi bir eğlence hazırlamadım.
تماماً, جزء من الاستضافة لاثنين هنا؟ يُمْكِنُني القُولَ بأمانة انه لكِ فقط

Tamamen dürüstçe, öncelikle bu zarfların içini göremiyorum.
بأمانة مطلقة، أول أمر، أنا لا أستطيع أن أرى من خلال هذا الأظرف

Yani Cidden böyle düşünmek bile aptalca geliyor.
أعني، بأمانة. هذا يبدو سخيفاً بإقتراحه هذا

Ama kötü bir niyetim yoktu. Gerçekten.
نعم يا سيدي، لكنني لم أقصد ضرراً، بأمانة

Hayatının geri kalanını Gerçekten bu şekilde mi geçirmek istiyorsun?
هل هذه بأمانة الطريقة التي تريد أن تقضي بها بقية حياتك ؟

Gerçekten onun birini öldürebileceğini mi düşünüyorsun ?
هل أنت بأمانة تعتقد انه يمكنه قتل شخص ما؟

Gerçekten bu çöplüğün içinde Allah bilir ne kadar çirkin olan bir şeyi arıyor olur muyduk?
هل تعتقد بأمانة أننا يمكن أن ننزل إلى هذا المكان المتعفّن نبحث عن شيء يعلم الله ما هو إذا كانت قبيحة؟

Açıkçası, benim bu konuda herhangi bir endişem yok.
بأمانة مطلقة, لم أكن لأشغل بالى بأمر كهذا.

Açıkçası, berbattım. Kayamıyordum bile.
حسنا, بأمانة, لقد كنت فظيعا لم أستطع التزحلق

Yani,Açıkçası, şimdi ayrılırsak, ben ne yapacağım bir fikrin var mı?
أعني,هل فكّرت مطلقاً بأمانة بشأن ماذا سيجري لي إن افترقنا؟

Ama hayatımı daha Dürüst yaşamaya çalışıyorum, çünkü tekrar içmek istemiyorum.
ولكني أحاول عيش حياتي بأمانة أكثر لأني لا أود الشرب ثانية

Yani yalan söyleyerek aldıkları bir dolar, Dürüst davranmaları için herhangi bir teşvik devreye sokmadığınız takdirde onlar için sadece 75 sent değerindedir.
وهذا يعني أن تتلقى دولار عندما تكذب تكون قيمته لهم فقط 75 سنتا دون أي حوافز يضعونها ليتصرفوا بأمانة.

Benim adamlarım yük nakletmezler. Çok fazla Dürüst iş gibi.
رجالي لاينقلون الحمولة فهم يعملون بأمانة

dürüstçe soruyorum, uyuşmazlıkları kavga etmeden halledemez misiniz?
إني أسألكم بأمانة, ألا تستطيعون حل إختلافاتكم بدوم قتال ؟

dürüstçe yanıtlanmaması gereken üç soruyu öğreneli çok oldu.
تعلمت منذ وقت سحيق :أن هناك ثلاثة أسئلة لاتجب عنها بأمانة

At tut, bebeğim. Cidden.
النقود من مراهنة الخيول يا عزيزتي، بأمانة

Doğrusu bence 1 0.000 dolar etmezsin ama beleş olursa iyisin.
بأمانة وبخبرتى لست متأكد ان كنتى تستحقى عشرة الالاف دولار ولكنك تصلحين للتحلية المجانية

Sahiden Andre Sandrov'un, Pierre Fargo'nun araştırmasını çaldığına inanıyor musun?
هل تعتقد بأمانة بان أندري ساندروف سرق بحث بيري فاركو ؟

Doğrusunu söylemek gerekirse çoğu zaman kokusunu alabildiğim her şeyi bir anda düşünmemeye çalışıyorum.
بأمانة, معظم الوقت لا أحاول التفكير بكل ما يمكنني شمه

Dinle, bir erkeğin en güvenilir olduğu zaman boşaldıktan hemen sonrasıdır ve ben şuanda tamamen Dürüstlük istiyorum, o yüzden lütfen.
اسمعي، لأكون أكثر صدقاً الرجل فقط لم يقذف بعد وأريد بأمانة أن تكملي معه الآن، لذا من فضلك.

Açıkcası, genelde taraf olmaktan kaçınırım.
بأمانة ، أنا أحاول ألا أخذ أى جانب فى أغلب المواقف

Açık konuşmak gerekirse, bu tamamen senin hatanmış gibi geldi bana.
حسنا ، بأمانة ، يبدو أن الأمر كله كان خطأ منك