Ben onun icabına bakarım. | Open Subtitles | تمالك نفسك أيّها الزعيم دعني أهتمّ بأمره |
İcabına bakmamızı istiyor. | Open Subtitles | الزعيم قال بأنّه وجد الجاسوس وقد أخبرنا بالإهتمام بأمره |
İcabına bakmamızı istiyor. | Open Subtitles | الزعيم قال بأنّه وجد الجاسوس وقد أخبرنا بالإهتمام بأمره |
Yani Cabbar'ı bulabilirsek, yetkililer onunla ilgilenir. | Open Subtitles | مما يعني إذا وجدنا جبار سندع السلطات تهتم بأمره |
Bu dünyada hâlâ Değer verdiğim tek bir şey kaldı o da Alison. | Open Subtitles | تبقى لي بهذا العالم شيء وحيد .ما زلت أكترث بأمره, وهيَ ذلك الشيء |
Onun emriyle, tüm pers şehirleri baştan sona yakılıp yıkıldı. Onun emriyle, tüm pers şehirleri baştan sona yakılıp yıkıldı. | Open Subtitles | بأمره كل بلدة فارسية لم تستسلم |
onunla ben ilgileneceğim.. | Open Subtitles | سأتكفل أنا بأمره |
- Bak. Sen canını sıkma, biz Verona'nın icabına bakarız. | Open Subtitles | -انظر ، لا تقلق بشأن فيرونا ، سوف نهتم بأمره |
Aşağıdaki şişko zenci yaptı fakat ben icabına baktım. | Open Subtitles | هذا فعله الزنجي السمين المرمي هناك. ولكني اهتممت بأمره, فهمت؟ |
O da onlardan biri. Çok zapt edilmez hale gelirse senden onun icabına bakmanı isteyebileceğimiz aklında bulunsun. | Open Subtitles | اعلمي فقط أنّه إن أصبح صعب المراس قد نطلبُ منكِ الإهتمام بأمره |
O da onlardan biri. Çok zapt edilmez hale gelirse senden onun icabına bakmanı isteyebileceğimiz aklında bulunsun. | Open Subtitles | اعلمي فقط أنّه إن أصبح صعب المراس قد نطلبُ منكِ الإهتمام بأمره |
Vurulan ben olsaydım, bunu yapanı bulur ve icabına bakardı. | Open Subtitles | لو تعرّضتُ للقتل، لكان سيجد الفاعل ويهتمّ بأمره. |
Evet, ama gördüğün üzere icabına bakıyoruz. | Open Subtitles | نعم, ولكن أنا والفتية سوف نهنم بأمره, من الواضح |
Sana sorun çıkarıyorsa icabına bakabilirim. | Open Subtitles | يمكننى الاعتناء بأمره ان كان سيسبب لكِ المتاعب |
Onun icabına bakarız böylece seni bir daha rahatsız edemez. | Open Subtitles | بإمكاننا التكفل بأمره حتى لا يزعجك مرة أخرى |
Buna inanmıyorum. Anthony, onun icabına bak. | Open Subtitles | أنا لا اصدق هذا أنتوني أهتم بأمره |
Biz onunla uğraşırken sen tuz çemberinin içinde kalmalısın tamam mı? | Open Subtitles | عليك البقاء داخل دائرة الملح بينما نهتم بأمره, حسنًا؟ |
Bir adayı araştırmadan onunla çalışmayı düşünmezdin. | Open Subtitles | لما فكّرت في مرشح حتى بدون التدقيق بأمره أولاً |
Tanz için endişelenme. onunla ilgilenirim. | Open Subtitles | ولا تقلق بشأن تانز أنا سأهتم بأمره |
Sen gittiğinden beri buradan hiç keyif almadım, Değer verdiğim herkes gittiği için. | Open Subtitles | منذ رحيلكِ, لم استمتع بأيّ لحظة فيه ورحل كل من نهتم بأمره |
- Onun emriyle tuzağa düşürülüp hapsedildin. | Open Subtitles | خاف - تم الإحتيال عليك وحبسك بأمره - |
Bununla bizzat ilgileneceğim. | Open Subtitles | سأهتم بأمره شخصياً |