"بأنّنا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olduğumuz
• diye
• olduğumuza
• ettiğimizi
• göre
• bizim
• biz
• ettik
• dair
• Sanırım

Dünyaya hepimizin onun gibi olmadığını göstermek zorunda olduğumuz için.
لأننا يجب أن نُظْهِر للعالم بأنّنا لسنا كلنا كنّا مثله

Sadece sen polissin, ben mahkumum diye işbirliği yapamayacağımız anlamına gelmez.
فقط لأنك شرطي وأَنا مخادع لا يَعْني بأنّنا لا نَستطيعُ التَعَاوُن.

Az önce aynı aileden akraba olduğumuza fark ettik de!
نحن فقط إكتشفنَا بأنّنا ذو علاقة مِنْ نفس العائلةِ

Folklordan söz ettiğimizi sanıyordum.
إعتقدَ بأنّنا كُنّا نَتكلّمُ حول الفولكلورِ

Ona göre doğum nasıl kutlanır bilmeyiz biz, değil mi?
أكان يعتقد بأنّنا لا نعرف كيف نحتفل بالولادة، أليس كذلك؟

Ve bizim doğru söylediğimizi, köylülerin de yalan söylediklerini kanıtlayalım.
ويثبت بأنّنا كنّا محقّون وبأنّ القرويّون كذبوا جئنا إترك الأطفال

Düşündüm ki biz telaffuz ile başlamalıyız, eğer senin için de uygunsa.
انا إعتقدَ بأنّنا , بداية بطريقة التلفظِ، إذا كان ذلك خيراً مَعك.

Onu da merdiven boşluğunun üstündeki dam penceresine yuvarlandığımızda fark ettik.
هو ما كَانَ حتى بعد ذلك بأنّنا أدركنَا نحن نَطْوى في نافذةِ السقفية فوق عمودِ السلم الرئيسيِ.

Sadece şu ana kadar yürüyen işlerimizin devam edeceğine dair bir garanti dışında bir şey istemiyoruz.
لانريد شيء أكثر منْ ضمان بأنّنا سنواصل الإمتلاك الذي كان عنْدنا دائماً لحدّ الآن

Spokane'deki FBI Bölge Müdürlüğü'nü olası bir hastalık nedeniyle karantinada olduğumuz konusunda uyarın.
أشعر مقر منطقة مكتب التحقيقات الفدرالي العام في سبوكان بأنّنا في المحجر الصحي بسبب عدوى محتملة.

Hepimiz hayatta olduğumuz için minnettar olmalıyız.
نحن يَجِبُ أَنْ كُلّ فقط نَكُونُ متشكّرون بأنّنا أحياء.

Bilmen gereken tek şey, bizim iyi adamlar olduğumuz.
الشيء الواحد الذي يجب أن تعرفه بأنّنا رجال جيدين

Bu civardaydık. Belki filme gelmek konusunda fikrini değiştirmişsindir diye düşündük.
لا، إعتقدنَا بأنّنا نَتوقّفُ ونَرى إذا أنت مُتَغَيّرُ رأيك حول الفلمِ.

Şimdi sanki, o işi yaptık diye, bir daha yüzünü görmek istemiyormuşum gibi.
هو مثل، الآن بأنّنا عَمِلنا هو، أنا أبداً لا أُريدُ رُؤية وجهِها ثانيةً.

Özel hayatımızı iş hayatımızdan ayrı tutamayız diye kim demiş?
من قال بأنّنا لا نستطيع فصل حياتنا الشخصية عن العمل؟

Baloya bu arabayla gitmek zorunda olduğumuza inanamıyorum.
أنا لا أستطيع التصديق بأنّنا يجب أن نذهب إلى الحفلة بهذه الشاحنة.

bizim evli olduğumuza hayatta inanmazlar.
هم مَا سَيَعتقدونَ بأنّنا نَتزوّجُ حقاً.

Çalışmasının karışıklığını takdir ettiğimizi söyleyebiliriz.
بأنّنا قدّرنَا التعقيد الكامل مِنْ عملِه.

bizim hala devam ettiğimizi gidip millet duyurun.
عمّم الخبر على الجميع بأنّنا لم نَمت بعد

Tahminime göre, barikata kadar iki veya üç milimiz var.
أحسب بأنّنا أصبحنا إثنان وثلاثة أميال قبل حاجز الطرق.

O orospu çocuğu cesetlere yine bizim bakacağımızı biliyor da ondan.
إبن العاهرة يعرف بأنّنا نحن اللذين نبحث عنه لذا يفعل هذا

Biliyorum ki, biz çok kavga ettik ama birşeyleri de doğru yapmış olmalıyız...
أعرف بأنّنا تقاتلنا كثيراً لكنّنا لا بدّ وأننا فعلنا شيء صحيح

Onu bir arazide yatarken bulacağımıza dair bir işaret yok.
لا شيء يقول بأنّنا نذهب للتعثّر به في البعض fiield.

Peki, Sanırım gerçekten hemen şimdi geri dönüp özür dileyip, bunu geri vermeliyiz.
الأمّ: حَسناً، أَعتقدُ حقاً نحن يَجِبُ أَنْ فقط نَستديرُ ويَقُولُ بأنّنا آسفون ويُرجعُه.