hiçbir şey için söz veremem. Ne gerekiyorsa öyle yaparız. | Open Subtitles | لا يمكن أن آعدك بأي شئ سنتصرف معة أن جاء |
hiçbir şey için söz veremem. Ne gerekiyorsa öyle yaparız. | Open Subtitles | لا يمكن أن آعدك بأي شئ سنتصرف معة أن جاء |
Ve yapacağın, söyleyeceğin, çalacağın ya da hayalini kuracağın hiçbir şey bunu değiştiremez. | Open Subtitles | ولا يمكنك ان تفعل او تقول او تحلم بأي شئ يغير هذه الحقيقه |
Normal bir hayatım olması için her şeyi feda edebilirim. | Open Subtitles | لكنت اضحي بأي شئ في العالم فقط لأعيش حياة طبيعية |
Sen benim vaftiz çocuğumu büyütmekten başka Bir şey düşünme. | Open Subtitles | لا تقلق بأي شئ أكثر من تربية ابنك الروحي هنا |
Eve koşarak girdim ve düşmedim, hiçbir şeye çarpmadım. | TED | و بينما أنا أركض مسرعة إلى المنزل لم أقع و لم أرتطم بأي شئ. |
Asla inançlı biri olmadığımı bilirsin, asla gözümün görmediği bir şeye inanmadım. | Open Subtitles | أنا لم أكن رجلا متديناً لم آمن بأي شئ لا أراه بعيني |
Namibya gibi yerler hakkında hiçbir şey bilmesem bile. | TED | ناهيك عن عدم معرفتي بأي شئ عن أماكن مثل نامبيبيا. |
Şimdi gözlerini biraz kapat hiçbir şey düşünme. | Open Subtitles | ،والآن أغمضي عينيك قليلا دون أن تفكري بأي شئ |
- Bana hiçbir şey söylemedin. Hadi, Kate, bunu durdurman gerek. | Open Subtitles | -انت لم تخبرني بأي شئ كايت، يجب أن تتوقفي عن هذا |
Tamam, prenses, daha önce de söylediğim gibi, hiçbir şey hissetmeyeceksin bile. | Open Subtitles | حسناً كما أخبرتك من قبل لن تشعري بأي شئ. |
Henüz hiçbir şey düşünmüyorum. | Open Subtitles | بينما كانوا نائمين؟ اني لا افكر بأي شئ بعد |
Siz bir yere ayrıImayın. Yürümeyin, konuşmayın, hiçbir şey yapmayın. | Open Subtitles | فقط إبقوا في أماكنكم، لا تتحركوا لا تتكلموا، لا تقوموا بأي شئ |
Başka hiçbir şey düşünme; sadece kendine ne yapmak istediğini sor. | Open Subtitles | لا تفكّر بأي شئ آخر؛ فقط إسأل نفسك ما الذي تريد حقا أن تعمل. |
Neden bilmiyorum ama bir şekilde sana her şeyi anlatabileceğimi hissediyorum. | Open Subtitles | لا أعرف السبب لكني أشعر أن بوسعي أن أصارحك بأي شئ |
Neden bilmiyorum ama bir şekilde sana her şeyi anlatabileceğimi hissediyorum. | Open Subtitles | لا أعرف السبب لكني أشعر أن بوسعي أن أصارحك بأي شئ |
Kendini kurtarmanın ve Tanrı'nın istediği kişi olmanın tek yolu dün gece yapmış olabileceğin her şeyi itiraf etmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لكي تسترجع نفسك، و هي أن ترجع إلى سابق عهدك و تعترف بأي شئ قد فعلته ليلة أمس |
Tamam, onunla konuşacağım ama bunu senin için yapıyorum yani hiç Bir şey için söz vermiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، سأتحدث إليه ، ولكنني أفعل هذا الأمر من أجلك ، لذا لا أوعَد بأي شئ ، حسناً؟ |
Yetenekli, akıllı ve kendinden başka hiç kimseye veya hiçbir şeye inanmayan bir adam tarafından yazılmış öfke dolu kitaplar. | Open Subtitles | مجهود مذهل مكتوب من قبل رجل مبدع لا يؤمن بأي شئ أو أي أحد إلا بنفسه.. مذنب وأعترف بذلك |
Başka bir şeye güvenemem. Ne dersin, Marty? | Open Subtitles | أنا لاأستطيع ألأيمان بأي شئ ، أليس كذلك مارتي ؟ |
Yüce mahkeme, bu konuşmanın herhangi bir şeyle ilgisi-- | Open Subtitles | من فضل المحكمة، ألهذا الحوار علاقة بأي شئ.. |
Belki bu bilgiyi Pentagon'a verirsin ve bakalım onlar bir şeyler yapabilecek mi. | Open Subtitles | اعتقد يمكنك ان تنقل تلك المعلومات إلى وزارة الدفاع وترى إن كانو يستطيعون ان يأتو بأي شئ |
Bilmiyorum. Desinatör ya da satıcı olmak için herşeyi veririm. | Open Subtitles | أنا على أستعداد أن أضحى بأي شئ فى مقابل العمل كمصممه أزياء أو مشتريه. |
Dibine kadar sokmaya çalışıyorum ama hiçbir şeyi tutturamamak gibi bir problemimiz var, adamım. | Open Subtitles | أنا أغرسها بالأسفل هنا والمشكلة أنها لا تعلق بأي شئ |
Düşünce ve duygudur. Ama Mike'ın dün anlattığı, akış esnasında, hiç birşey hissetmezsiniz. | TED | و لكن مايك أخبركم أمس أنه أثناء تقدمك فأنت لا تشعر بأي شئ. |