Farkı ne ki? Sana işi Düzelt dedim. | Open Subtitles | تم اخباري انه يمكنك اصلاح الامر لذا قم بإصلاحه |
Ve senle kız arkadaşın arasında her ne olduysa, Düzelt. | Open Subtitles | وأياً كان ما بينك وفتاتك قم بإصلاحه |
Aşk bununla ilgili bir şey yapamaz Düzelt olayı. | Open Subtitles | الحب أن لا علاقة لها به. بإصلاحه. |
Yaptığın budur. Yedek lastik olsaydı, Tamir etmiştim. | Open Subtitles | هذا ما تفعله لو كان هناك إطار إحتياطي، فسأقوم بإصلاحه |
Elbette biliyorlar ve şu anda Tamir ediyorlar. | Open Subtitles | يعلمون ذلك دون ريب، وهم يقومون بإصلاحه سلفاً. |
Ivan'la düzeltiriz, sonra sende yatağına gidersin. | Open Subtitles | سنقوم بإصلاحه مع إيفان , وبعد ذلك كنت في السرير . |
Ama bir mühendis olarak, bir hata gördüğümde onu düzeltmek isterim. | Open Subtitles | وكمهندسة حيوية عندما أرى عيباً، أرغب بإصلاحه الوضع الأول، الأعقاب معاً |
Sakin ol, yolda düzeltirim. | Open Subtitles | أهدئ ، سأقوم بإصلاحه أثناء الطريق |
Düzelt onu. | Open Subtitles | قم بإصلاحه أصلحه |
Hemen Düzelt onu. | Open Subtitles | الآن قم بإصلاحه |
- Düzelt o zaman. | Open Subtitles | -قم بإصلاحه إذًا |
Düzelt şunu! | Open Subtitles | قم بإصلاحه |
Düzelt. | Open Subtitles | بإصلاحه. |
Bozduysa, Tamir etmesini de bilir. | Open Subtitles | بما أنه هو من أفسد الأمر، فسوف يقوم بإصلاحه |
Ama ışınlanmayı bozmuştum, Tamir etmeleri günler sürmeliydi. | Open Subtitles | لكنني قمتُ بصهر الناقل الفضائي كان يجب أن يأخذ منهم أياما ليقوموا بإصلاحه |
Tamirciler Tamir etmeye gitti. | Open Subtitles | ولدينا فنّيّين بالأعلى يقومون بإصلاحه الآن. |
O zaman onu da düzeltiriz. | Open Subtitles | أوه، إذاَ سنقوم بإصلاحه تلك أيضا |
Yanlış olan neyse... düzeltiriz. | Open Subtitles | أيا كان الخطأ ، سنقوم بإصلاحه |
Ama şu anda tek isteğim bu sorunu düzeltmek. | Open Subtitles | لكن ما أهتم بإصلاحه الآن هو إصلاح علاقتنا |
Tamam. O zaman ben sonra düzeltirim. | Open Subtitles | حسنا سوف أقوم بإصلاحه لاحقا |