| Yapabileceğimiz en iyi şey, o kanıtın hatalı olduğunu kanıtlamak. | Open Subtitles | أفضل شيءٍ بإمكاننا فعله هُو الإثبات أنّ تلك الأدلة خاطئة. |
| Tek Yapabileceğimiz, istatistiğin verdiği geçerli durumu iyi inceleyip karışıklığa neden olan değişkeni olup olmadığını düşünmektir. | TED | كل ما بإمكاننا فعله هو دراسة الأوضاع الفعلية الموصوفة علميا وملاحظة ما إذا كان هنالك عوامل مندسة |
| Şimdilik Yapabileceğimiz tek şey bu. | Open Subtitles | ننتظر خطوته القادمة هذا كل ما بإمكاننا فعله |
| Tek Yapabileceğimiz kafalarımızı çarpmadan koruyacak kadar uzağı görebilmeye çalışmak. | Open Subtitles | كل ما بإمكاننا فعله هو أن نكتشف وسيلة كي نرى بوضوح كافي للحفاظ على رؤوسنا من أن تسحق |
| O şekil değiştiren, sürüngen albino yaratıkları bozum etmek için yapacağımız tek bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئ واحد بإمكاننا فعله قبل أن نذهب و نهاجم هؤلاء الأوغاد |
| - Pekâlâ, ona de ki Yapabileceğimiz bir şey varsa-- | Open Subtitles | حسنًا ، دعها تعرف هذا إذا كان هناك شيء بإمكاننا فعله هي تعرف |
| Yapabileceğimiz bir şey yok. Araba bitik. | Open Subtitles | لا يوجد شيء بإمكاننا فعله السيارة معطلة |
| Yapabileceğimiz bir şeyler olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هناك شيء بإمكاننا فعله |
| Bizim burada Yapabileceğimiz bir şey var mı? | Open Subtitles | أهناك أي شيء بإمكاننا فعله لأجلك هنا؟ |
| Üzgünüm sizin için Yapabileceğimiz bundan başka bir şey yok. | Open Subtitles | آسف لم يكن هناك شئ آخر بإمكاننا فعله لك |
| Bizim burada Yapabileceğimiz bir şey var mı? | Open Subtitles | أهناك أي شيء بإمكاننا فعله لأجلك هنا؟ |
| Buradan Yapabileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بّد من وجود شيء بإمكاننا فعله لها |
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء بإمكاننا فعله |
| Yapabileceğimiz bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد بإمكاننا فعله |
| Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء بإمكاننا فعله |
| Yapabileceğimiz bir sürü şey var. Pek yok. | Open Subtitles | هناك الكثير مما بإمكاننا فعله |
| - Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد بإمكاننا فعله |
| Yapabileceğimiz tek şey bu. | Open Subtitles | إنه كل ما بإمكاننا فعله |
| Eric' e yardım etmek için Yapabileceğimiz bir şey yok mu? | Open Subtitles | إذا ما من شيء بإمكاننا فعله لمساعدة (إيريك)؟ |
| Senin kadar cesur ve güçlü birine asla zarar vermem özellikle de beraber yapacağımız o kadar şey varken. | Open Subtitles | ما كنتُ لأؤذي رجلاً شجاعاً، و قويّاً مثلك، لا سيّما عندما يكون هناك الكثير بإمكاننا فعله. |
| Onu burada bırakmak yapacağımız en akıllıca şey olur. | Open Subtitles | نتركه هنا , هذا أذكى شيئ بإمكاننا فعله |