ويكيبيديا

    "بإنتظاره" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bekliyor
        
    • bekliyorum
        
    • bekleyen
        
    • bekliyordu
        
    • beklediğimi
        
    Afedersiniz, beyefendi. Sizin gibi yakışıklı biri neden sırada bekliyor? Open Subtitles عذراً سيدي، ما الذي يفعله رجل وسيم مثلك بإنتظاره في الصف؟
    Abine şikayet et. Onu bekliyor olacağım! Open Subtitles اشتكِ لأخيك وانا سأكون بإنتظاره
    Onu bekliyor olacağım. Open Subtitles اشتكِ لأخيك وانا سأكون بإنتظاره
    Ertesi sabah, o gitti ve ben buradayım, onu bekliyorum. Open Subtitles . لقد غادر في الصباح التالي . وأنا هنا بإنتظاره
    Beyaz atlı prensten nefret etmiyorum. Hâlâ, kapısıyla ormandan gelmesini bekliyorum. Open Subtitles أنا لا أكرهه، فلازلت بإنتظاره ليدخل من ذلك الباب
    Bizi bitirmek için ortaya çıktığında onu bekleyen bir parti hazırlayın. Open Subtitles عندما يأتي لإسكاتنا، سيجد حفلة معدّة بإنتظاره
    Dan'i politikada parlak bir gelecek bekliyordu. Open Subtitles دان كان لديه مستقبل سياسي باهر بإنتظاره
    Doktoruna onu alt katta beklediğimi söyle. Open Subtitles أخبر طبيبك أنّي بإنتظاره بالأسفل
    Yardımıma ihtiyaç duyarsa bekliyor olacağım. Open Subtitles اذا اراد أن يراسلنى فسأكون بإنتظاره
    Yardımıma ihtiyaç duyarsa bekliyor olacağım. Open Subtitles اذا اراد أن يراسلنى فسأكون بإنتظاره
    Ve şimdi asma tahtaları bekliyor. Asma tahtası mı? Balta demek istiyorsun! Open Subtitles المشنقة بإنتظاره - تقصد الفأس -
    Ve ben burada onu bekliyor olacağım Open Subtitles و سأكون هنا بإنتظاره
    Rua'nın çadırında değil ama dışarı çıktığında bekliyor olacağım. Open Subtitles ليس فى خيمه( روا) ولكن عندما يخرج سأكون بإنتظاره
    Çıkacak. Bu yüzden buradayız. Onu bekliyorum. Open Subtitles سيأتي، لهذا نحن هنا أنا بإنتظاره
    Biliyorum. Ben de bunu bekliyorum. Open Subtitles أعلم ذلك، ذلك ما أنا بإنتظاره.
    Evet, ben hala bekliyorum. Open Subtitles . حسناً ، أنا مازلت بإنتظاره
    Hayır, eğer bu adam düşündüğüm kadar ekipmanlı ise, havaalanı dışında onu bekleyen koca bir güvenliği olacaktır, bir tanesi de uçakta olacaktır. Open Subtitles كلا ، إذا كان هذا الرجل مشتتاً وأعتقد أنّه كذلك فمحتمل أنّ لديه عصابة من الأمن بإنتظاره خارج المطار فحسب
    - Onu kapıda bekleyen bir limuzinle giderken görürdüm. Open Subtitles كنتُ أراه يُغادر الشقة، وتكون هُناك سيّارة ليموزين بإنتظاره في الخارج.
    Korkunç bir ceza onu bekliyordu. İnsanlar bu konu üzerinde düşünüp taşındı. Open Subtitles عقاب مريع بإنتظاره
    - Yani Chloe yukarıda onu bekliyordu. Open Subtitles وهو ما يعني أنّ (كلوي) بإنتظاره
    Onu burada beklediğimi söyle. Magdalena'da kadını ile birlikte bekliyoruz. Open Subtitles وقل له إننا سنكون بإنتظاره (برفقة إمرأته في (ماغدالينا
    - Howard onu beklediğimi biliyor mu? Open Subtitles أيعلم "هاورد" بأنني بإنتظاره ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد